Test Drive | Page 30

Thompson omuz silkiyor. Adam yorgun görünüyor. "YılbaĢında ısıtmayı tamamen kesersek ve bir sonraki yaza bir biçimde sağ salim çıkarsak, muhtemelen geminin motorunu altı günlüğüne çalıĢtıracak kadar kömürümüz kalır. Belki de beĢ gün." Crozier yine baĢıyla onaylamakla yetiniyor. Bu durum gemiler için ölüm fermanı demek. Ama gemideki mürettebat için hâlâ hayatta kalma Ģansı var. Karanlık koridordan bir ses geliyor. "TeĢekkürler Bay Thompson." YüzbaĢı feneri demir kancasından tutuyor, kazan dairesinden çıkıyor, kirli su ve karanlığın içinden geçerek ilerliyor. Thomas Honey koridorda onu bekliyor; fenerinden gelen ıĢık kirli havada dans ediyor. Elindeki demir manivelayı kalın eldivenli ellerinde bir tüfeği tutar gibi tutuyor ve Ölüler Odası'nın kapısını henüz açmamıĢ, öylece duruyor. "Geldiğin için teĢekkür ederim Bay Honey," diyor Crozier marangoza. YüzbaĢı, herhangi bir açıklama yapmadan kapı sürgüsünü söküyor ve buz gib i odaya giriyor. Crozier fenerini altı adamın cesedinin yelkenlere sarılı halde yığıldığı bölmeye doğru kaldırmadan edemiyor. Ölüler yığını oldukları yerde kıvranıyor. Crozier böyle bir sahneyi görmeyi zaten bekliyor - baĢka deyiĢle yelkenlerin altında hareket eden fareler olacağını düĢünüyor. Ama aynı zamanda yelkenlerin de üzerine çıkmıĢ bir fare kütlesi olduğunu fark ediyor. Fareler bir küp oluĢturmuĢ, yerden bir metre yükseğe çıkmıĢlar ve yüzlercesi ölüleri yemek için birbirini itiyor. Çok yüksek sesle cıyaklıyorlar. Crozier'ın ve marangozun ayaklarının dibinde gezinen fareler de var. Ziyafete koĢuyorlar diye düĢünüyor Crozier. Fenerlerin ıĢığından da korkmuyorlar. Crozier feneri geminin gövdesine doğru tutuyor, geminin hafif yana yatık olmasından dolayı oluĢan meyili çıkarak yürüyor ve feneri eğimli duvarda gezdirmeye baĢlıyor. ĠĢte orada. Feneri yaklaĢtırıyor. 'Aman Tanrım, canım cehenneme," diyor Honey. "Beni bağıĢlayın YüzbaĢım ama buzun bunu bu kadar çabuk yapabileceğini düĢünmemiĢtim." Crozier yanıt vermiyor. Eğimi ve tekne gövdesinin geniĢlemiĢ tahtalarını daha da dikkatle inceliyor. Burada gövdenin kalasları içe doğru bükülmüĢ, gövdenin diğer kısımlarından farkı hemen anlaĢılıyor. Tahtanın iç katmanları parçalanmıĢ ve en azından iki kalas yerinden çıkmıĢ, havada asılı duruyor. "Ulu Tanrım sen beni bağıĢla," diyor Crozier'ın yanına diz çöken Honey. "Bu buz lanet olası bir canavar gibi. Ah, affedersiniz YüzbaĢım."