güvertede otomatik olarak dengesini ayarlarken Ģöyle düĢünüyor: ġu üç yıl boyunca
Ģimdikinden daha sarhoĢ olduğum zamanlar oldu. Ama bu halimle bile, ömründe ağzına
içki koymamıĢ Ģanssız piç Franklin'den daha iyi bir denizciyim.
Crozier toparlanıp buzlu güverteden pruvaya, alacakaranlığın zayıf ve titrek ıĢığı
sayesinde seçebildiği tek nöbetçinin bulunduğu yere doğru ilerliyor.
Nöbetçi kısa boylu, fare suratlı kalafatçı yardımcısı Cornelius Hickey. Soğuk havada
herkes aynı elbiseyi giydiği için karanlıkta nöbetçileri birbirinden ayırt etmek zordur: Kat kat
kalın, pamuklu iç çamaĢırı, ağır, su geçirmez bir palto, kalın parmaksız eldiven, nöbetlerde
giyilen ve kulakları örten bir baĢlık -Galler baĢlığı- sadece buzdan donmuĢ burun uçları
görünecek Ģekilde sarılmıĢ uzun, yün boyun atkısı. Ama soğuk havada giydikleri bu elbiseleri her biri farklı bir tarzda taĢırdı üstünde - evden getirdikleri fazladan bir atkı ya da
ilkinin üzerine geçirdikleri ikinci bir Galler baĢlığı ya da belki anneleri, eĢleri ya da
sevgililerinin ördüğü, deniz piyadelerinin giydiği parmaksız eldivenin altından görünen
renkli eldivenler bulunurdu mutlaka. Crozier hayatta kalan toplam elli dokuz komutan ve
askerin her birini uzun mesafeden karanlıkta bile ayırt edebilirdi.
Hickey, gözlerini buz sarkıtlarıyla kaplı cıvadranın ötesine dikiyor; cıvadranın ön
kısmındaki üç metre buz tutmuĢ deniz suyuyla kaplı, Kraliyet Gemisi Terör'ün kıç tarafı
buzun baskısıyla havaya kalkmıĢ, pruva ise alçalmıĢ durumda. Hickey düĢüncelerine
öylesine dalmıĢ ya da öylesine üĢüyor ki Crozier buz ve kar kaplı küpeĢteye kadar
yaklaĢıp yanına gelmese onu hiç fark edemeyecek. Nöbetçi tüfeğini yere dayamıĢ. Kimse
bu soğukta eldivenle bile olsa herhangi bir metal cisme dokunmak istemiyor.
Crozier küpeĢteye gelip iyice yaklaĢınca Hickey bir an irkiliyor. Terör'ün kaptanı
yirmi altı yaĢındaki bu adamın yüzünü göremiyor - sadece adamın dumanlı nefesi kat kat
atkısının kalın dairesiyle Galler baĢlığının yanından çıkıyor ve çıkar çıkmaz da
alacakaranlığı yansıtan bir bu