Test Drive | Page 295

hâlâ sağ taraftaydı, güneyde. Basınç sırtının ötesinde, buzla kaplı Terör'ün üç direği ıĢıldayarak beyaz bulutlu gökyüzüne değiyordu. Crozier, Blanky ve diğer birçoğu daha önce de bu tür göz yanılmaları yaĢamıĢlardı. Yıllar önce Antarktika denen büyük kara kitlesinin sahilinde Crozier, ağzından dumanlar çıkan bir yanardağ gönnüĢtü. 1847 baharında ise güverteye çıkıp gökyüzünde uçuĢan siyah daireleri izlemiĢti, çeyrek saat boyunca havada simetrik oyunlar yapan siyah daireler sonunda kaybolmuĢtu. Üçüncü kızağı çeken denizcilerden ikisi yere yığılıp kaldı. Biri ağlıyor diğeri ise Crozier'ın daha önce hiç duymadığı denizci küfürlerini ortalığa savuruyordu. "Lanet olsun!" diye bağırdı Crozier. "Daha önce de serap gördünüz. Ağlamayı ve küfretmeyi kesin yoksa kızakları tek baĢınıza çekmek zorunda kalacaksınız. Tanrı aĢkına, ayağa kalkın hemen! Siz erkeksiniz, zavallı iki küçük kız değil! Böyle davranmayı bırakın!" Ġki denizci ayağa kalkıp silkindi. Peruk ve atkıları yüzünden Crozier onların kim olduklarını çözememiĢti ama zaten buna gerek de yoktu. Kızak grupları yeniden hareket etti, Ģimdi daha çok inliyor ama hiç küfür etmiyorlardı. Önlerindeki basınç sırtının da gördükleri diğer basınç sırtları gibi oyuklarla dolu olduğunu biliyorlardı. Bu ağır kızakları sırtlayıp en az dört buçuk metre tırmanacaklardı. Kaya parçalarının devrilme tehlikesi de vardı. Blanky gülerek, "Bize iĢkence etmek isteyen kötü bir Tanrı var sanki," dedi. Buz Uzmanı kızak çekmiyor, sadece Crozier'ın yanında yürüyordu. Kaptan bu söze bir tepki vermedi ve bir dakika sonra Blanky bir baĢka denizcinin yanında yürümeye baĢladı. Crozier yerini yedekteki adamlardan birine bıraktı; kızak çekilirken hep böyle vardiyalı çalıĢılırdı. Sonra saatine baktı, beĢ saattir yoldalardı. Arkasına baktığında gerçek Terör, basınç sırtlarının ardında ve en az sekiz kilometre geride kalmıĢtı. Gördükleri serap, onlara iĢkence etmek isteyen kötü bir Kutup Tanrısı'nın oyunuydu. Bu kötü talihli seferin lideri Francis Rawdon Moira Crozier, artık Deniz Kuvvetleri KeĢif Birliğine ait bir geminin kaptanı olmadığını fark etmiĢti. Hayatının büyük bir bölümünü feda ettiği deniz subaylığı görevi artık sona ermiĢti. Birçok denizcisinin ölümünden ve iki geminin kaybından o sorumluydu. Amirallik ona bir daha asla görev vermeyecekti. Denizcilik kariyerinin sonuna gelmiĢti. Önlerinde kızak çekerek geçirecekleri iki zorlu gün daha vardı. Crozier yorgun argın yürürken gözlerini ayırmadan karĢısındaki uzun basınç sırtına bakıyordu.