Peglar, güvenenin kıç tarafındaki küpeĢtesine dayanmıĢ yaĢlı Bridgens'in ufak
cüsseli bedenini gördü. Arkasından geldi ve adamın omzuna hafifçe dokundu.
"Alı, Harry'den gece gece ufak bir dokunuĢ," dedi Bridgens arkasını bile dönmeden.
"Pek de gece sayılmaz," dedi Peglar. "Ben olduğumu nasıl anladın, John?"
Bridgens'in yüzünde atkı yoktu, Peglar yaĢlı adamın gülümsemesini ve sulu, mavi
gözlerini görebiliyordu. "Buzda donmuĢ küçük bir gemide haberler hızlı uçuyor. Teröre
hemen mi gideceksin?"
"Hayır. YüzbaĢı Fitzjames bir yanıt göndermeyeceğini söyledi."
"Biraz gezelim mi?"
"Tabii," dedi Peglar.
Sancak tarafına yürüdüler, buz rampasından aĢağıya inip buzdağına ve güneydoğularındaki yüksek basınç sırtına doğru ilerlediler. GüneĢin doğuĢunu iyi bir noktadan
izlemek istiyorlardı. Erebııs aylardan beri ilk kez fener ve meĢale dıĢında bir baĢka ıĢık
kaynağıyla aydınlanıyordu.
Basınç sırtına ulaĢmadan önce karnaval yangınının çıktığı isli düzlüğe geldiler. Bu
bölge felaketten bir hafta sonra YüzbaĢı Crozier'ın emriyle iyice temizlenmiĢ olsa bile çadır
direklerini yerleĢtirmek için buzda açılan delikler ve buzda yanan, daha sonra buza
yapıĢan bez parçaları hâlâ olduğu yerde duruyordu. Bütün temizleme çabalarına rağmen
siyah odanın karesini belli edecek Ģekilde yerde duran kömür tozunun isi silinmemiĢti.
"Amerikalı yazarı okudum," eledi Bridgens. "Amerikalı yazar mı?"
"Dickie Aylmore'un zavallı karnavalımız için düĢündüğü dekorasyonlar yüzünden elli
kırbaç yemesine neden olan yazar. Poe adında tuhaf, küçük bir adamdı bu hafızam beni
yanıltmıyorsa. Çok melankolik, hastalıklı Ģeyler yazıyor; tamamen sağlıksız bir ölüm
motifiyle süslemiĢ eserlerini. Sonuç olarak çok iyi değil ama tam Amerikalı tarzı. Bununla
birlikte elli kırbaca neden olan hikâyesini okumamıĢtım."
Peglar baĢıyla onayladı. Ayağı karda bir Ģeye çarptı, bunun ne olduğuna bakmak
için eğildi.
Bu, Sor John'un siyah saatinin üzerine konan ayı kafatasıydı ve yangından
etkilenmiĢti - kafatasının üzerindeki deri ve kürk yanmıĢ, boĢ göz yuvaları yangından
dolayı kararmıĢtı ama diĢler hâlâ fildiĢi rengindeydi.
"Ah, Bay Poe bunu çok severdi sanırım," dedi Bridgens.
Peglar kafatasını tekrar kara fırlattı. ÇalıĢma takımları burayı temizlerken bu
kafatası o sırada karların altında olmalıydı. Peglar ve Bridgens bölgedeki en yüksek basınç
sırtına doğru elli metre daha yürüdüler ve sonunda oraya tırmandılar. Peglar, yaĢlı adama
yardımcı olmak için sık sık ona elini uzatıyordu.
Basınç sırtının tepesindeki buzun üzerine geldiklerinde Bridgens nefes nefese
kalmıĢtı. Normalde Antik Olimpiyat atletleri kadar iyi kondisyonu olan Peglar'ın bile nefesi
kesilmiĢti. Aylardır iĢ yapmadan oturmaktan oluyor bunlar diye düĢündü.