Sonra gördüğü rüyaların en korkuncunu görüyor.
Bu yabancı, M'Clintock ve Hobson'un karıĢımı, Ģimdi iki iskeletin bulunduğu
filikadan bakmıyorlar. Genç Francis Rawdon Moira Crozier'ın caclı-Katolik Memo Moira ile
gizlice bir Katolik ayinine katılıĢını izliyorlar.
Bu, Crozier'ın hayattaki en büyük sırlarından biriydi. Değil sadece Memo Moira'yla
beraber bu yasak ayine katılması, kutsal ekmeği yemesi de büyük bir suçtu.
Ama bu M'Clintock-Hobson karıĢımı yaratık titreyen Crozier'ın üzerinde çömez bir
rahip gibi duruyor - Crozier kah bir çocuğa, kah ellilerinde bir adama dönüĢüyor. Crozier
parmaklığa yaklaĢıyor, diz çöküyor, baĢını geriye atıyor, ağzını açıyor ve yasak ayin
ekmeğini -Ġsa'nın vücudunu- yemek üzere dilini dıĢarı çıkartıyor; Crozier'ın oturduğu
köydekiler ve ailesi bunu bir tür yamyamlık olarak görürdü.
Ama garip bir Ģeyler var. Üzerine çöken gri saçlı, beyaz elbiseli rahip yere,
parmaklığa ve Crozier'ın üzerine su damlatıyor. Ayrıca rahip bir çocuğun bakıĢ açısından
görülmesine rağmen aĢırı derecede büyük, devasa, ıslak, kaslı; diz çöken çocuğun üzerine
doğru yürüyor, gölgesiyle onu kapatıyor. Bu bir insan değil.
Crozier çıplak bir halde dizlerinin üzerine çöküyor, baĢını geriye atıyor, gözlerini
kapatıyor ve kutsal ekmeği almak için dilini uzatıyor.
Üzerine çöken ve su damlatan rahibin elinde kutsal ekmek yok. Aslında elleri de
yok. Su damlatan bu yaratık parmaklığa doğru eğiliyor, normalden daha fazla yakınlaĢıyor
ve insana ait olmayan çenesini sonuna kadar açıyor. Sanki yenmesi gereken kutsal ekmek
Crozier'mıĢ gibi.
"Her Ģeye kadir büyük Tanrı ve Ġsa," diye fısıldıyor M'Clintock-Hobson karıĢımı
biçim.
"Her Ģeye kadir büyük Tanrı ve Ġsa," diye fısıldıyor YüzbaĢı Francis Crozier.
"Bilinci açıldı," diyor Doktor Goodsir Bay Jopson'a.
Crozier inliyor.
"Komutanım," diyor cerrah Crozier'a. "Doğrulabilir misiniz? Gözlerinizi açıp
doğrulacak kadar gücünüz var mı? ĠĢte böyle YüzbaĢım."
"Günlerden ne?" diye soruyor Crozier zayıf bir sesle. Açık kapıdan ve fenerinden
gelen zayıf ıĢık bile duyarlı gözlerini kamaĢtıran, acı veren bir güneĢ ıĢığı gibi geliyor ona.
"Bugün salı, ocak ayının on birinci günü. YüzbaĢım," diyor yardımcısı. Ve ekliyor:
"1848 yılındayız."
"Bir haftadır çok hastaydınız," diyor cerrah. "Son günlerde pek çok kez sizi
kaybettiğimize emin oldum." Goodsir, Crozier'a içmesi için biraz su veriyor.
"Rüya görüyordum," diyebiliyor Crozier buz gibi suyu içtikten sonra. Etrafındaki
buzlu çarĢaflar içinde kendi kokusunu alabiliyor.
"Son saatlerde çok yüksek sesle inliyordunuz," diyor Goodsir. "Bu sıtmalı
rüyalarınızdan hatırladığınız var mı?"