-ve daha da fazlasını- üstlerimin uygun gördüğü kaçınılmaz ceza kesinleĢince ben de ceza
alacağım ve almalıyım.
YüzbaĢı Fitzjames'e baktım. YüzbaĢı Crozier'ın kendine yönelttiği bütün suçlamalar
Erebus 'un kaptanı için de geçerliydi. Bu karnavalın hazırlanıĢını denetlemeyen Crozier
değil, Fitzjames'di. Fitzjames'in yüzü kayıtsız ve solgun görünüyordu. BakıĢları bir noktada
sabitlenmiyordu. Aklı baĢka yerdeydi.
Ben kendi sorumluluğumu mahkeme önünde kabul edene kadar diye devam etti
Crozier, bu üç tayfanın cezalandırılmasıyla yetineceğiz. Yargılanmaları hem Terörden hem
de Erebus lan. subaylarca adil bir biçimde yapılmıĢ, geminin kurallarını ihlal etmek ve
arkadaĢlarının hayatlarını tehlikeye sokmaktan suçlu bulunmuĢlardır. Lostromo ÇavuĢ
Johnson...
Terörün iri ve yetenekli lostromo ÇavuĢu, daha önce YüzbaĢı Crozier'la beraber
Terör gemisiyle güney kutbunda beĢ yıl geçirmiĢ olan Thomas Johnson öne çıktı ve
Aylmore'un kapağa bağlanmasını istedi.
Bir sandığın üzerine deri kaplı bir kutu çıkardı, kutunun süslü pirinçten kapağını açtı.
Garip bir biçimde kapağın içi kırmızı kadifeyle kaplıydı. Bu kadifenin üzerinde tutula tutula
siyahlanmıĢ sapıyla ucu bükülmüĢ kırbaç duruyordu.
Ġki denizci Aylmore'ı sağlam bir biçimde bağladılar. ÇavuĢ Johnson kırbacı havaya
kaldırdı ve denemek için kalın bileğiyle bir kere savurdu. Bu gösteri için yapılmıĢ bir
hareket değil, az sonra gerçekleĢecek olan çirkin ceza için yapılan bir hazırlıktı. Kırbacın
dokuz kuyruğu vardı - daha önce gemide bunun Ģakasının çok yapıldığını duymuĢtum.
Kırbaç havada fark edilir, duyulur ve korkunç bir biçimde sakladı. Her bir kuyruğun ucunda
küçük düğümler vardı.
Olanlara inanamıyordum. Orta güvertenin bu kalabalık, ter kokan kasvetli
havasında, güvertenin tavanı üstümüze çökmüĢ gibi hissederken Johnson in, adamları
böylesine sert bir biçimde kırbaçlaması bana olanaksız bir Ģey gibi geliyordu. Küçüklüğümden beri "bir kırbaç savuracak yer yok" deyimini çok duymuĢtum ama o ana kadar bunun
ne demek olduğunu tam olarak anlayamamıĢtım.
Bay Aylmore'un cezasını uygulayın dedi YüzbaĢı Crozier. Trampetler yine çalmaya
baĢladı ve aniden kesildi.
Johnson yana doğru bir adım attı, ayağını ringdeki bir boksör gibi yana açtı, kırbacı
geriye attı, sonra Ģiddetli, ani ama düzgün bir kol hareketiyle ileri doğru savurdu; kırbacın
ucundaki düğümler etrafta toplanmıĢ tayfaların birkaç metre yakınından geçiyordu.
Kırbacın ete çarpıĢını asla unutmayacağım.
Aylmore çığlık attı - bazıları daha sonra bu sesin Siyah Oda'daki kükremeden daha
da hayvani bir ses olduğunu söyleyeceklerdi.
Adamın ince, solgun sırtında hemen kırmızı kırbaç izleri oluĢtu; ben dahil kapağın
en yakınında duran tayfaların suratına kan damlaları sıçradı.