21
BLANKY
Blanky diĢleriyle eldivenini çıkardı, eldiveninin yere düĢmesine izin verdi ve tüfeğini
doğrulttu. Geleneklere göre nöbetçi subayın silah taĢımaması gerekiyordu ama YüzbaĢı
Crozier tek bir emir vererek bunu değiĢtirdi. Güvertedeki herkes sürekli silahlı olacaktı.
ġimdi, eldivenlerini çıkardıktan sonra alta giydiği daha ince pamuk eldivenle tüfeğinin
tetiğini çekebilirdi. Ama rüzgârın iğneleyici soğuğunu hemen hissetti.
Nöbetteki Denizci Berry'nin feneri sönmüĢtü. Tüfekten gelen kurĢun sesi, geminin
ortasındaki yelken direğinden gelmiĢ gibiydi ama buz uzmanı, rüzgâr ve karın sesleri
bozduğunu biliyordu. Blanky sancak tarafında yanan fenerin ıĢığını görebiliyordu ama
fener hareket ediyordu.
"Berry?" diye bağırdı karanlık nöbet noktasına. Ama rüzgârın bu iki heceli sözcüğü
arkaya savurduğunu hissediyordu. "Handford?"
Sancak tarafındaki fener söndü. Pruvadaki Davey Leys'in feneri ise açık bir gecede
geminin ortasındaki yükseltiden görünebilirdi; ama bugün hava açık değildi.
'"Handford?" Blanky sağ elinde tüfeği, sol elinde feneriyle nöbet yerine doğru
ilerlemeye çalıĢtı. Paltosunun sağ cebinde üç kurĢunu daha vardı ama bu soğukta kurĢunu
yerine yerleĢtirmenin ne kadar uzun zaman aldığını tecrübelerinden biliyordu.
"Berry!" diye bağırdı. "Handford! Leys!" Alex Berry silahını ateĢlemiĢ olmasına
rağmen, Ģimdi, karanlıkta ve buzlu, eğik güvertede üç adamın birbirini vurma tehlikesi
vardı. Ġkinci bir el ateĢ edilmemiĢti. Ama Blanky donmuĢ çadır piramidin bulunduğu ön
tarafa gidecek olursa ve Handford ya da Leys aniden ne olduğunu araĢtırmak için ortaya
çıkarsa, bu sinirli halleriyle elinde fener taĢıyan bir adama bile ateĢ edebilirlerdi.
Buna rağmen ilerlemeye devam etti.
"Berry!" diye bağırdı. Geminin önündeki nöbet yerine on metre mesafedeydi.
Yağan karların içinde bulanık bir hareket sezdi; sonra herhangi bir tüfek sesinden
çok daha yüksek bir ses duydu. Ardından ikinci bir patlama. Blanky, geminin kıçına, geriye
doğru on adım attı ve birdenbire havada fıçılar, tahta sandıklar, kutular ve geminin diğer
malzemeleri uçuĢmaya baĢladı. Blanky'nin neler olduğunu anlaması için birkaç saniye
geçmesi gerekti. Güvertenin ortasında ileri geri uçuĢan donmuĢ yelkenler aniden yıkılmıĢ,
her bir yöne binlerce kiloluk birikmiĢ kar ve buz saçmıĢ ve hatta arka tarafındaki güverte
deposunu bile yerinden fırlatmıĢtı - depoda genelde yanıcı zift, lostromoların malzemeleri
ve akan suyu güverteye yönlendirmek için kullanılan kum torbaları bulunuyordu. Ayrıca,
ana direğin dıĢında kalan, bir yıldan uzun bir süre önce ileriye ve geriye kaydırılıp çadır
direği haline getirilen daha alçak direkler ana kapağın ve merdivenlerin üzerine düĢmüĢtü.
Artık Blanky'nin ve nöbetteki diğer üç adamın orta güverteye inme Ģansı yoktu. Orta
güvertedekilerin de güvertede meydana gelen patlamaların ne olduğuna bakmak için
yukarı çıkma Ģansları yoktu. Direkler kapağın üstüne düĢtükten sonra buna yelkenlerin de
ağırlığı eklenince yukarı çıkmaları olanaksızdı. Buz uzmanı aĢağıdaki adamların kısa süre