Test Drive | Page 176

ciye bağırarak tavsiyelerde bulunuyor, iki gemi ihtiyatla dört yüz kilometre boyunca sürekli değiĢen buz türleri ve giderek daralan deniz suları arasından ilerliyordu. Thomas Blanky iĢini iyi yapardı. Dünyadaki en iyi buz uzmanları arasında olduğunu biliyordu. Ana direğin üstündeki tehlikeli yerinden -bu eski savaĢ gemilerinin balina gemilerinde bulunan gözcü yeri yoktu- Blanky on üç kilometre mesafeden farklı buz türlerini birbirinden ayırabilirdi. Kamarasında uyurken gemilerinin gln-glug-glıtg diye ses çıkaran sulu buz içinden katı buza ne zaman geçtiklerini fark ederdi. Bir bakıĢta hangi buzların gemi için bir tehdit oluĢturduğunu, hangilerinin üzerinden geçilebileceğini anlardı. YaĢlı gözleri bir biçimde, suyun üstündeki parıltılardan denizin içine batmıĢ mavi-beyaz buzulları fark edebiliyor, hatta hangi buzulun geminin gövdesine sadece sürtüneceğini, hangisinin -gerçek bir buzdağı gibi- gemiyi tehlikeye atacağını biliyordu. Blanky, Reid'le beraber Beechey ve Denov Adalarında kıĢı ilk geçirdikleri yerin dört yüz kilometre güney ve batısına baĢarıyla getirdiği için kendisiyle gurur duyuyordu. Ama iki gemiyi ve içindeki 126 kiĢiyi Beechey ve Devon'da kıĢı geçirdikleri noktadan güneye ve batıya getirdiği için aynı zamanda kendisine lanet ediyor, bir aptal ve bir hain olduğunu düĢünüyordu. Gemileri Devon Adası'ndan, Lancaster Geçidi'nden geçerek, Baffin Körfezi'ne gidebilir, iki, hatta üç kıĢ beklemek zorunda kalma pahasına da olsa buzdan kaçabilirdi. Beechey'deki küçük körfez, gemileri açık denizlerdeki buz saldırılarından korurdu. Lancaster Geçidi'ndeki buzlar da er ya da geç eriyecekti. Thomas Blanky buzu tanırdı. Kutup buzlarının nasıl olduğu belliydi: KalleĢ, ölümcül, tek bir yanlıĢ karar ya da bir anlık tereddüt yüzünden sizi yok etmeye hazır ama her Ģeye rağmen ne yapacağı önceden kestirilebilir. Ama bu buz, diye düĢündü Blanky donmamak için ayağını yere sertçe vurur ve sancak tarafında ve karĢısında nöbet tutan, ellerinde silahlarıyla yürüyen Berry ve Handfort'un fenerlerinin ıĢığına bakarken. Bu buz tanıdığı hiçbir buza benzemiyordu. O ve Reid on beĢ ay önce, gemiler buza saplanmadan kısa süre önce Sör John ve iki kaptanı uyarmıĢlardı. Crozier, bu çok mantıklı diyerek destek vermiĢti. Artık geçmiĢte kalan o eylül ayında, hâlâ dar da olsa donmamıĢ sular varken geri dönmeli, Boothia Yarımadası'na mümkün olduğunca yakın ve mümkün olduğunca hızlı ilerleyip açık denizleri aramalıydılar. En azından bir köĢesi KeĢif Birimi'nin tecrübeli üyeleri ve Blanky gibi emektar balina avcıları tarafından tanınan kıyılardaki sular büyük bir ihtimalle bir ya da iki hafta donmamıĢ olacaktı ve eylül ayı bunu yap-malan için son Ģanslarıydı. Tümsek halinde buz kütleleri ve eski buzlar -Reid bunlara boktan gezici buz diyordu- yüzünden kıyı boyunca kuzeye gidemeseler bile James Ross'un Kral William topraklarının koruması altında çok daha fazla güvende olacaklardı. Geçen yaz Teğmen Gore'un liderliğinde yapılan keĢiften sonra Kral William topraklarının bir ada değil anakara olduğunu anlamıĢlardı. Bu kara kütlesi alçak, donmuĢ, rüzgârlarla dövülmüĢ ve ĢimĢek fırtınalarına maruz kalmıĢ bir yer olsa bile gemilerini Ģeytanın gönderdiği kuzey rüzgârından, ĢimĢeklerden, soğuktan ve sürekli saldıran buzdan koruyacaktı. Blanky daha önce böyle bir buz görmemiĢti. Gezici buzun ender iyi yanlarından biri, buzdağına saplanmıĢ bir mermi gibi buza saplanmıĢ bir gemiyi sürüklemesiydi. Hareketsiz