Test Drive | Page 165

buzları kaynatıp su içmek için bu ocaklara ihtiyacımız olacak. Bu yüzden eldeki eteri idareli kullanmak gerekir." "Kral William topraklarına giden Teğmen Gore'un kızak takımındaydım, her gün eterle çalıĢan ocakları kullanıyorduk," diye ekledim yavaĢça. "Bu ocaklarla o soğukta çorbalarımızın bir anlığına kabarcık çıkarmasına yetecek kadar piĢirebiliyorduk. Bu da çorbaların ancak ılık olmasına yetiyordu." Uzun süren bir sessizlik oldu. "Bizi önümüzdeki bir iki yıl boyunca idare edeceğini düĢündüğümüz yiyeceklerin yarısından fazlasının bozulduğunu söylüyorsunuz," dedi Crozier sonunda. "Ne Erebus ne de Terör'deki ocaklarda bunları piĢirmeye yetecek kadar kömürümüz yok. Diğer ocaklar için de sınırlı eter var. Ne yapabiliriz peki?" BeĢimiz de-dört cerrah ve Üsteğmen Fitzjames- sessiz kaldık. Geriye sadece gemiyi terk etmek, daha uygun bir iklime sahip, avlanabileceğimiz bir yere ulaĢmaya çalıĢmak kalıyordu. Crozier, düĢüncelerimizi okurcasına gülümsedi. Ġrlandalılara özgü çılgınca bir gülümsemeydi bu. O sıralarda böyle düĢünmüĢtüm. Crozier Ģöyle dedi: "Sorun Ģu ki baylar, her iki gemide de bir fok balığını ya da bir denizaygırını yakalayıp öldürmeyi bilen tek bir kiĢi bile yok. Tabii o yaratıkların onları görebileceğimiz bir yere teĢrif ettiklerini varsayıyorum. Ortalıkta rengeyiği de yok. Olsa bile onu vuracak tecrübeye sahip biri yok aramızda." Hepimiz sessiz kaldık. "Çabanız için, yaptığınız araĢtırma ve mükemmel raporunuz için teĢekkür ederim Bay Peddie, Bay Goodsir, Bay McDonald ve Bay Stanley. Ġyi lehimlendiğini düĢündüğünüz konserveleri bulup onları kötü lehimlenmiĢ olanlardan ayıracağız. YılbaĢına kadar Ģimdiki yemek programını uygularız. Daha sonra daha merhametsiz bir programa geçeriz." Doktor Stanley ve ben üzerimize kat kat elbise giyerek Doktor Peddie, Doktor McDonald, YüzbaĢı Crozier ve ellerinde tüfek olan dört denizcinin karanlıkta Terör'e dönüĢlerini izlemek için güverteye çıktık. Rüzgârın savurduğu karda fenerlerinin ıĢığı gözden kaybolurken ve rüzgâr gemimizin direklerini sallayıp uğultusu Erebus 'un gövdesine baskı yapan buzun inlemesine karıĢırken Stanley yanıma yaklaĢtı ve kulağıma bağırdı: Yollarını kaybedip geri dönemezlerse ya da buzdaki o Ģey onları öldürürse Ģanslı sayılırlar. Arkamı dönüp ona korkuyla bakmaktan baĢka bir Ģey yapamadım. "Açlıktan ölmek korkunç bir Ģeydir Goodsir," dedi Stanley. "Ġnan bana. Londra'da buna Ģahit oldum. Ġskorbütten ölmek ise ondan da kötüdür. Eğer bu yaratık bizi bu gece öldürürse hepimiz için en iyisi olacak." Daha sonra orta güvertenin, titrek ıĢıkların kıramadığı karanlığına indik. Öyle bir soğuk vardı ki Dantevari Kutup Gecesinin' en derin çukurunda hissettik kendimizi.