Birinci Bölüm
Masamda oturmuş günün ilk kahvesinden hızlıca bir yudum almaya çalışırken çalan
telefonuma cevap verdim.
“Trudy Bennett.”
“Tru, ben Vicky, küçük sevimli poponu en kısa sürede ofisimde görmek istiyorum, seninle
konuşmam gerekiyor.”
“Peki, bana beş dakika ver.” Telefonu kapattım.
Vicky benim patronum ve çalıştığım dergi, Etiquette’in de sahibiydi.
Ben bir müzik muhabiriydim. Etiquette de… bir moda dergisi.
Yani işin özünde, ben bir moda dergisi için çalışan müzik muhabiriydim.
Bu iş üniversiteyi bitirdikten sonra bulabildiğim ilk ve tek yazı işiydi. Eğitimimi Popüler
Müzik Gazeteciliği üzerine yapmıştım. Hayatta en çok sevdiğim ve hâlâ da sevmeye devam
ettiğim iki şey, müzik ve yazmaktı: Tam olarak bu sırayla. Bu yüzden liseyi bitirdiğimde
üniversitede ne okumak istediğim konusu üzerinde pek de fazla düşüneceğim bir konu
olmamıştı.
Bu iş de NME ya da Rolling Stone gibi bir dergide bir yazı işi bulana kadar vaktimi
doldurmak için başladığım bir iş olacaktı ama altı yıl sonra hâlâ buradaydım.
Etiquette’teki işim yeni çıkan albümlerle ilgili yorumlar yazmak, popüler müzik grupları ve
şarkıcılar hakkında konuşmak ve garip röportajlar yapmaktan ibaretti.
İyi bir yazardım ve müzik konusunda daha da iyiydim. Babam bir müzisyen olduğu için,
müziğin içinde büyüdüm diyebilirim. Babam doğduğum günden itibaren beni müzikle
besledi.
Bir moda dergisinde çalışmak hayalimdeki iş değil ama Vicky’i çok seviyorum. Gerçekten iyi
arkadaşlar olduk. İlk buraya başladığım zaman, sadece bir köşe yazarıydım, ancak Vicky
benim burada çalışmaya devam etmemi istedi ve köşemi tam sayfalık bir yayına çevirdi.
O gün benim için mutlu bir gündü.
Son bir yıldır bu şekilde devam ediyor ve okurlar tarafından fazlasıyla sevilerek takip
ediliyor.
İşimin tek kötü tarafı müziği tamamen moda olanla sınırlı tutmak zorunda kalmam;
Etiquette’in okurlarının okuduğu şeyler bunlar olduğu için.
Pek fazla kız müziğinden hoşlandığımı söyleyemem, yani, en azından Adele hariç, ona
bayılırım, ama genel olarak daha çok rock müziği ve indie dinleyen bir kızım. Ve tek
makalelerimde tek yapmak istediğim rock gruplarından, metal ve indie müzikten ve yeni,
kimsenin henüz bilmediği ama benim gece kulüplerinde denk geldiğim gruplardan bahsetmek.
Büyük sahnede bir şansı hak eden gruplar.
Neyse ki son zamanlar birçok rock grubu revaçta, Top 40 listelerinde yer alıyorlardı ve
Etiquette’i okuyan kızlarda onları dinliyordu, bu da bana yazılarımda onlardan bahsedebilme