Temmuz 2019 temmuz2019 | Page 28

Düze Kıran Mı Girdi? Ahmet Şahan “Deveye inişi mi seversin, yokuşu mu?” demişler; “Düzlük yerin dibine mi girdi?” demiş. Bizim atalarımızın, dikkate şayan öylesine güzel özellikleri vardır ki, hangi birisini sayacağınızı bilemez, saymaya niyetlenseniz dahi yetiştirmeniz de mümkün olmaz zannımca. Buna bir örnek verecek olursak atalarımız, bizim de yazılarımızın konusunu oluşturan o güzide hikmetli sözlerini çoğu zaman bir yemiş, bir hayvan veyahut bir obje ile mükemmel düzeyde bütünleştirerek meydana getirirler. Bu onların, her bir mahlukata tek tek canlı gözü ile baktıklarının ve onlara verdikleri değerin en açık örneğidir. Hatta mahlukata verdikleri bu değeri sûfiler ve tasavvuf erleri bir kademe daha yukarı çıkarmışlar ve cansız objelere bile derin bir saygı beslemişlerdir. Mesela dervişlerin birbirlerine uzattıkları eşyaları önce öpüp başlarına koyup, sonra aynı eşyayı karşı tarafa uzatmaları vb. veya yine hepimizin bildiği bir örnek olarak; Hazret Yunus Emre’nin odun kesmeye giderken diğer ağaçlar incinmesin diye baltanın ağzını bir bez ile sarması gibi... Hatırlayacağınız üzere son yazımız buğdayın konuşturulduğu bir atasözü etrafında şekillenirken, bu seferki yazımız ise devenin konuşturulduğu bir atasözümüz etrafında şekillenecektir. Bu ay ki sözümüzde bize anlatılan ise, her ne iş için olursa olsun önümüze belli başlı bir takım seçenekler konulduğunda kolay yollu olanını seçmenin, en efdali olduğudur. 28