Bu son paylaşımı gördüm, arkadaşlara anlattım. Ve o ânda telefonumun şarjı bitti. Hemen
apar topar çıktık. Arabaya bindik, radyoyu açtık. Binali Yıldırım’ın konuşmasına denk
geldik. Bir kalkışmadan bahsediyordu. Arkadaş, Binali Bey’in ‘bu bir kalkışmadır’ sözünü
duyunca:
“Tamam, bu da Reis’e yapılmak istenen başarısız bir darbe operasyonu olarak geçecek
tarihe!” demişti ama olay, bu kadarla kalmayacaktı...
Arabayı kullanan arkadaşa dedim ki:
“Bas! Varacağımız yere çabuk varalım.” Arabayı kullanan arkadaşın babası aradı ve “Sen
daha neredesin, darbe oluyor memlekette!” bu tüylerimi diken diken etti.
Bunların üzerine önümüzden birkaç arabanın u dönüşü yaparak hızla ters yönlere
gittiklerini görmüştüm. Onlar da mı kalkışmanın haberini aldılar da döndüler bilmiyorum
ama yine de gerilimim artırmıştı. Ama içimde hâlen inanmamak istememe durumu vardı.
Nihayet vardık, eve… Televizyon açıktı. Tankların Atatürk Havalimanı’na girdiği görüntüleri
vardı. İşte o zaman %100 kanî oldum ki darbe oluyordu...
Aklıma o ânda hemen yakın bir geçmişte izlediğim “Nefes” filmi gelmişti. Ülkücü gençlere
yapılan eziyetleri görmüş, darbe lafını duyunca o sahneleri hatırlamıştım. Çünkü filmde
anlatılan olaylar da 12 Eylül darbesi sonrasında vukû bulmuştu ve sonra tankları görünce
1997 darbesi ve tankların Sincan’a çıkışı gelmişti aklıma. Elim ayağım yanıma düşmüştü…
Haberler peşpeşe geliyordu. Genelkurmay’ın sitesinden ‘yönetime el konduğu’ bildirildi.
Genelkurmay başkanı Hulusî Akar rehin alınmıştı. Ulaşılamıyordu. TRT’yi açtık, darbe
bildirisi okunuyordu. Cumhurbaşkanı’ndan ise haber alamıyorduk. Rehin mi alınmıştı
yoksa şehit mi edilmişti? Hainlerin eline geçmişse öldürmekle kalmamışlardır, türlü
işkencelere alınmış olabilirdi. İzzetine el sürülmüş olabilirdi. 12 Eylül darbesinde böyle
şeyler olmuştu. Çünkü iman nasıl vatan korumak için her şeyden vazgeçiriyorsa;
imansızlık da her şeyi yaptırabilirdi. Nitekim 15 Temmuz gecesi ülkeyi yangına
çevirenlerin imanından bahsedebilir miyiz? Tanklarla hiç acımadan insanların üstünden
geçmişlerdi. Yukarıdan ateş açmışlardı.
Bombalamışlardı. Gölbaşı özel harekatta onlarca polisimizi bombalamamışlar mıydı?
Evine konuk olduğumuz ağabeyin babası 80 ve 97 darbesini görmüştü. Diyordu ki:
“Bu kadar işte… Milletin Tayyip Erdoğan sevgisi bu kadar. Darbe olacak ve herkes susup
evinde bekleyecek, sokağa çıkamayacaklar.
24