Telmih Dergisi 1. Sayı Şiir, Hikaye, Makale, Fotoğraf | Page 38

OZAN HETTO || HARPUT ULU CAMİ ‘NİN GÖZÜNDEN HARPUT İKLİMİ || Bir şehir düşünün; bir zamanların parlayan yıldızı olmuş fakat 1800’lü yıllarla beraber kaderine mahkûm edilmiş. İşte gözlerimizin önünde duruyor aslında ama fark dahi edemiyoruz. Orası Artuklu’ların, Akkoyunlu’ların Osmanlı’ların ve dahi birçok devletin hanedanın egemenliğinde kalmış muhteşem bir şehir HARPUT. Nice Evliyalara, Şairlere, Saz ve Söz Üstadlarına ev sahipliği yapan bu şehir türkülerinde dahi taşına toprağına kurban olunacak kadar güzeldir. Bulundurduğu eserler bakımından da çok önemlidir. Harput ‘da birçok tarihi esere rastlayabilirsiniz. Hatta şehrin dar kapısından(yani bugün Harpu´tun girişi olarak bilinen yoldan) girer girmez sağ tarafta Ahmet Bey Caminin yıkılmış kare formdaki minaresi ile karşılaşırsınız. Harput´ta Cami, mescit, türbe, hamam, çeşme ve dahi kilise kalıntılarına rastlamak mümkündür. Kadim şehir Harput’ta çok önemli bir yapı daha vardır ki oda Ulu Cami’dir. Harput, Keşoğlu Meydanı Kazı Bahçesi denilen yere giden yolun üzerindedir. Çok oynamış, çeşitli onarımlar görmüş, hakkında epey yayın olmasın rağmen tartışmalı taraflarına pek değinilmemiş bir erken devir XII. yy Artuklu yapısı olarak karşımızda belirir. Kitabelerinde Fahrettin Karaaslan’ın adı okunur. Lakin çoğu tarihçimize göre bu kitabeler onarımın- dan sonra eklenmiştir. Anadolu’da mevcut en eski ve en mühim yapıların başında gelir, her bir parçasının sanat değeri yüksektir. Aslında yapının önceleri geniş bir çevre duvarı içine alınmış olduğu anlaşılmakla birlikte şu an herhangi bir kalıntıya rastlamak mümkün değildir. Plan olarak iç avlulu ve avluyu çepeçevre saran üç tarafı çift, kıble yönü ise tek sivri kemerli tuğla örgülü revaklarla çevrilidir. Kıble yönündeki tek koridorlu revaklı kısım ise son cemaat yeri olarak düzenlenmiştir. Burada ortada alçıdan yapılmış istiridye motifli ve üzeri stalaktitli mihrabın sanat değeri çok yüksektir. Türk Mimarisinde Hıristiyan motifinin bir örneği olan istiridye kabuğu ancak en erken Anadolu Türk Sanatıyla 18.yy’dan itibaren, Avrupa tesiri açıkça Türk sanatında görülmektedir. Caminin harimi ise mihraba paralel iki sahına bölünmüş dikdörtgen formdadır. Harime beş giriş TELMİH | 36 | SAYI:1 YIL:1