TED Meşale Dergisi Aralık 2012 15. Sayı | Page 11

bayılıvermiştim. Revirde dinlenirken, ilkokul hocaları kendi öğrencilerini revirde sırayla benim önümden geçirip ‘kahvaltı yapmazsanız Zeki Abiniz gibi bayılırsınız’ gibi öğütler vermişlerdi. Çocukların çoğu duygu dolu gözlerle bana bakıyorlardı. Kendimi bir garip hissetmiştim. Bunu asla unutamam. Umarım o çocuklara sonrası için canlı bir örnek olarak faydalı olabilmişimdir. Kahvaltı şart! Gelecek hedefleriniz nedir? 10 yıl sonra kendinizi nerede görmeyi hayal ediyorsunuz? C.K: İçinde bulunduğum sektörde severek çalışıyorum. Zamanla kazanacağım bilgi ve tecrübelerle bu alanda kendimi yetiştirmek istiyorum. Aynı zamanda iyi bir aile babası, değerlerine sahip çıkan, sorumluluklarının farkında olan bir yurttaş olabilmek için elimden geleni yapacağım. dışlanmaya başladım, benimle konuşmuyorlar, ben geldiğimde susuyorlar, benden uzaklaşmak için her şeyi yapıyorlardı. Daha sonra çekmecemin hediyelerle dolu olduğunu gördüğüm gün, bu davranışlarının bana hazırladıkları doğum günü sürprizinin bir parçası olduğunu öğrendim. Hayatımda bu kadar mutlu olduğum bir anı hatırlamıyorum. C.G: Liseye kadar İstanbul’u henüz hiç görmemiştim. Lise sonda özel bir üniversitenin okulumuzdan üç kişiyi İstanbul’a geziye davet ettiğini öğrendim ve çok heyecanlandım. O geziye gitmek benim için çok önemliydi. Çünkü İstanbul’da okumak, yaşamak benim en büyük hayallerimden biriydi o sıralar. Geziye katılacak üç kişiyi sınavla seçeceklerdi. Sınavda en başarılı olan üç kişi İstanbul’a gitmeye hak kazanacaktı. Sınavda birinci oldum ancak geziye katılacakların bu yöntemle belirlenmesinin adaletsiz olduğu düşünüldü ve kura çekilmesine karar verildi. Gitmek isteyen herkes bu kuraya katılabilecekti. Çok üzülmüştüm. Koskoca okuldan sadece üç ki