göstermiştir . O hem bir sanatçı hem genç kuşakları yetiştirecek bir eğitmen hem de genç cumhuriyetin müziğini geniş kitlelere yayacak bir kültür elçisi olacaktır …
Adnan Saygun öğretmenlik yaptığı 1925- 26 yıllarında okul şarkıları besteler . 1928 ’ de ilk ciddi kompozitörlük deneyimi sayılan “ Re Minör Senfoni ” yi yazan Saygun , aynı yıl açılan sınavı kazanarak devlet bursuyla Paris ’ e yüksek müzik eğitimi almaya yollanır . 1931 yılında diplomasının yanı sıra burada yazdığı Op . 1 numaralı orkestra yapıtıyla bir beste yarışmasında birincilik alarak yurda dönen sanatçı Musiki Muallim Mektebinde öğretmenliğe başlar .
Saygun ’ un yaşamı için olduğu kadar müzik tarihimiz açısından da dönüm noktası sayılabilecek olay 1934 yılında gerçekleşir . Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk , İran Şahı Rıza Pehlevi ’ nin Türkiye ziyareti onuruna bir opera yazılması talimatını verir . Adnan Saygun çok kısa süre içinde librettosunu Münir Hayri Egeli ’ nin kaleme aldığı “ Özsoy ” operasını besteler . Yapıt , büyük Pers şairi Firdevsî ’ nin ( 940-1020 ) Şâhnâme adlı eserini temel alır . Şiirde Pers ve Türk ( İran ve Turan ) soylarının doğuşu ve dostluğu ele alınmaktadır . İki devlet başkanının huzurunda sahnelenen “ Özsoy ”, çağdaşlaşma konusunda Atatürk ’ ü örnek alan Pehlevi ’ yi derinden etkiler . Günümüzde müzik eleştirmenleri “ Özsoy ” un deyiş yerindeyse birinci sınıf bir opera olmadığı konusunda hemfikirdir . Ancak eser , Türk kültür yaşamına operayı katması , Türk bestecilerine , yönetmenlerine opera eseri sahneleme yolunu açması bakımından son derece önemlidir .
Opera konusuna son derece önem veren Atatürk aynı yılın sonunda bir opera yapıtı siparişi verir . İlk kez 27 Aralık 1934 ’ te seslendirilen “ Taş Bebek ” operasında Saygun cumhuriyet devriminin düşlediği insan ve toplum profilini konu alır . Aynı dönemde Riyaset-i Cumhur Orkestrası ( bugünkü adıyla Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ) şefliğine getirilen sanatçı sağlık sorunları nedeniyle bu görevi kısa sürede bırakır .
Saygun , 1936 yılında Türk Musikisinde Pentatonizm adıyla kitaplaştırdığı çalışmasını da 1934 ’ te Atatürk ’ e rapor olarak sunar .
Saygun , 1936 ’ dan itibaren Macar besteci ve müzikolog Bela Bartok ile köyleri dolaşarak yerel müzikleri kayıt altına almaya başlar . Bartok da Saygun gibi folklorik ögelerin evrensel müzik içinde değerli birer tat olduğunu düşünmektedir . İkilinin çalışmaları , 1976 yılında Macar Bilimler Akademisi tarafından Türkiye ’ deki Halk Müziği Araştırmaları adıyla kitaplaştırılır . Sanatçı 1942 yılında ünlü yapıtı “ Yunus Emre Oratoryosu ” nu tamamlar . Oratoryo ertesi yıl bir yarışmada Ulvi Cemal Erkin ’ in piyano konçertosu ve Hasan Ferit Alnar ’ ın viyola konçertosu ile birlikte birincilik ödülünü kazanır . 1946 ’ da Ankara ’ da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesinde seslendirilen eser ülkemizde büyük yankı uyandıracak , 1958 yılında ise Birleşmiş Milletler ’ in kuruluş yıldönümü dolayısıyla New York ’ ta Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilecektir . Daha sonra Avrupa ’ nın çeşitli kentlerinde önemli orkestralar tarafından , beş dile çevrilerek seslendirilen eser Saygun ’ a dünya çapında haklı bir ün kazandıracaktır .
TRT Yönetim Kurulu üyeliği , İstanbul Devlet Konservatuvarı hocalığı görevlerinde bulunan Saygun ’ a 1971 yılında ilk Devlet Sanatçısı ünvanı , 1985 ’ te sanatçı profesör ünvanı , 1981 ’ de Atatürk Sanat Armağanı verilir . Saygun , 6 Ocak 1991 tarihinde hayata gözlerini yumar . Daha önce Adnan Saygun ’ un viyolonsel için yazdığı yapıtlardan bazılarını albüme kaydeden dünyaca ünlü viyolonsel virtüözü Yo-Yo Ma , 6 Şubat 2023 depreminden sonra Türk halkının acısını paylaştığını göstermek amacıyla sosyal medya hesaplarından Saygun ’ un Op . 31 numaralı “ Partita ” sının bir bölümünü çaldığı video paylaşmıştır .
Hasan Ferid Alnar
Hem klasik Türk müziği hem Batı müziği formlarında eserler vererek müzik tarihimizde müstesna bir yer edinen Hasan Ferid Alnar 1906 yılında İstanbul ’ da dünyaya gelir . Çok
10