Türk Dil Kurumunun Bilim ve Sanat Terimleri Sözlüğü ’ nde “ Gerçeği aramaya yönelen zihin işlemlerinden hangilerinin doğru , hangilerinin yanlış yola çıktığını açıklayan ilkeleri yöntemli olarak inceleyen bilim ” olarak tanımlanan mantığın kurucusu Aristoteles ’ tir ( MÖ 384-322 ). Aristoteles ’ in takipçileri , onun mantık sorunlarını masaya yatırdığı altı kitabının toplamına araç , alet anlamına gelen Organon adını verir . Buradan da anlaşılacağı gibi Aristoteles mantığı başlı başına bir bilgi alanı olarak görmez . Ona göre mantık , bilimsel veya felsefi bilgi elde etmek için kullanılan araçtır . Bu aracın yanlış kullanımının sonuçları ile doğru işletilmesinin yollarını ortaya ilk koyan da yine Aristoteles olacaktır .
Eski Yunancadaki “ logike ” ile Arapçadaki “ mantık ” sözcüğünün sözlük anlamları “ söz ” dür . Bu bakımdan mantığın ilgilendiği ana konuların başında sözlü tartışma yöntemlerinin gelmesi kaçınılmazdır . Milattan önce 5 . yüzyıl Yunan dünyasında uygulanan doğrudan demokrasi de ikna ve tartışma kazanma sanatının günlük hayattaki önemini artırır . Siyasi rakibini veya kitleleri ikna edebilen yurttaşların parlamenter olmaya hak kazandığı bu ortamda “ Sofistler ” adı verilen bir grup para karşılığında bu işin hileli yöntemlerini öğretmeyi iş edinir . Kelime anlamı bakımından “ bilgelik yanlısı ” şeklinde çevrilebilecek Sofistlere ilk itiraz , yaptıklarının felsefe ve bilgelikle ilgisi olmadığını , kandırmaya dayandığını söyleyen Sokrates ’ tir . Öğrencisi Platon da “ Sofist ” diyaloğundan filozofla sofisti karşılaştıracak , Aristoteles ise Organon ’ un çeşitli bölümlerinde konuya eğilecek , yapıtın altıncı cildini ( Sofistlerin Çürütmeleri Üzerine ) özellikle yanlış akıl yürütmelere ayıracaktır . Orta Çağ boyunca İslam ve Hristiyan felsefelerinin başat çalışma alanı olan mantıkta safsata çeşitleri ayrıntılandırılacak , 17 . yüzyıla gelindiğindeyse Francis Bacon ve John Locke konuya tekrar eğilerek yanlış akıl yürütmelerin doğası üzerinde duracaktır .
45