TED Meşale Dergisi 35. Sayı | Page 70

görünüyor . Antroposeni yaygın olarak Sanayi Devrimi ’ nden itibaren başlatma eğilimi öne çıksa da insanın yeryüzüne etkisinin tarımın icadıyla başladığını dile getiren görüşler de bulunuyor .
Başlangıçta doğayla ilişkisinde edilgen olan , barınmak için mağaraları kullanıp beslenmek için meyve toplayan insanlık , tarımın icadıyla birlikte toprağı işleyip dönüştürmeye , şehirler inşa etmeye başladı . Son 100 bin yılın verileri incelendiğinde tarımın başlangıcıyla küresel ortalama sıcaklığın makul düzeyde sabitlenmesinin aynı döneme denk geldiği görülüyor . Yaklaşık 90 bin yıl boyunca sıcaklığın 20 dereceye varan farklarla yükselip alçaldığını ortaya koyan veriler holosenle birlikte sıcaklığın sabitlendiğini gösteriyor . Ta ki insanlar sonsuz bir iştahla , kaynaklar sınırsızmışçasına endüstriyel üretime başlayana dek …
Küresel iklim değişikliği
Büyük çoğunluğu kayalarda biriken karbondioksit , atmosferde , okyanuslarda ve canlılarda bulunur . Karbon döngüsünü sağlayan doğal süreçte hayvanların solunumu sonucu açığa çıkan karbondioksit bitkiler tarafından besine dönüştürülür . Yanardağ patlamaları , büyük yangınlar gibi karbondioksit salınımına yol açan doğal etmenler milyonlarca yıl içinde gerçekleşmiş , bunların etkilerinin sonra erdiği son 10 bin yılda atmosferdeki karbondioksit oranı dengede kalmıştır .
Karbon salınımının son ve doğal olmayan yolu ise fosil yakıtların kullanılmasıdır . Organizmalarda bulunan karbondioksit , ölen canlıların fosilleşmesiyle oluşan kömür ile petrol ve yan ürünlerinin yakılmasıyla açığa çıkarak atmosfere salınır . Son üç yüzyılda katlanarak artan dünya nüfusu , bu kalabalığın ihtiyaçlarından doğan tarım ve sanayi üretimi , gündelik yaşamın olmazsa olmazı durumuna gelen taşıtlar başta olmak üzere insan temelli karbon salınımı atmosferin tolere edemeyeceği düzeye ulaştı . Karbondioksit oranının havaküredeki gaz dengesini sarsacak şekilde bozulmasıyla güneş ışınlarının olması gerektiğinden daha az yansıtılması ; buna bağlı olarak gezegenin ortalama sıcaklığının artması küresel ısınma olarak tanımlanıyor . Yapılan araştırmalar 1880 yılına oranla günümüzde Dünya ’ nın sıcaklığının 1 santigrat derece yükseldiğini ortaya koyuyor .
Sıcaklık artışının 1 derece gibi küçük bir miktarla ifade edilmesi çoğu insanı tehlikenin boyutları hakkında yanıltıyor . Hatta kavramın “ küresel iklim değişikliği ” yerine “ küresel ısınma ” olarak yaygınlaşması bazı yanlış anlaşılmalara neden oluyor . Buna verilebilecek üzücü bir örnek ABD eski Başkanı Donald Trump ’ ın bir sosyal medya paylaşımı . Paylaşımda Trump , bazı bölgelerde kışın çok sert geçmesini öne sürerek küresel ısınma diye bir şeyin olamayacağını söylüyor . Üstelik bilimsel gözlemlerle kesinliği saptanan sıcaklık artışı küresel iklim değişikliğinin yalnızca bir boyutu . Atmosferde hapis kalan ışınların yarattığı sıcaklığın buzulları eritmesi ise tüm canlıları ilgilendiren küresel bir sorun . Çünkü buzullar hem Güneş ışınlarını yansıtmada önemli bir rol oynuyor hem de erimeleri durumunda deniz seviyesinin yükselmesine neden oluyor . Dünya çapında okyanus düzeyinin yükselmesi yalnızca denizel yaşam için değil yaşama alanları sular altında kalacak insanlık için de ölümcül bir tehlikeyi beraberinde getiriyor .
68