Görme biçimleri , güzellik anlayışı , sanat görüşleri toplumdan topluma ve çağdan çağa değişir . Günümüzde ise küresel çapta ve çok hızlı bir değişim hüküm sürerken bunun sanata yansımaması düşünülemezdi . Yaşamın her alanını kuşatan teknolojinin sanat üretiminde ve sunumunda kullanılması esasına dayanan dijital sanat oldukça genç bir pratik olmasına karşın artık modern sanatın tartışılmaz bir parçası konumunda .
Kanadalı düşünür Marshall McLuhan , bugün bir klasik kabul edilen Gutenberg Galaksisi ( 1962 ) adlı kitabında şu cümleyi sarf ettiğinde henüz internet icat edilmemişti : “ Kesin olan bir şey var ki , o da elektromanyetik keşiflerin , bütün insani ilişkilerde eşzamanlı ‘ alan ’ ı yeniden yaratmış olduğudur ; öyle ki , insan ailesi artık ‘ küresel bir köy ’ koşulları altında yaşamaktadır .” McLuhan matbaanın yaygınlaşmasından sonra dünyanın küçüldüğünü , mesafelerin ortadan kalktığını , çok uzaklardaki olaylardan kısa sürede haberimiz olduğunu vurguluyordu . Haksız da değildi . Ancak onun ölümünden ( 1980 ) bugüne geçen , bir kuşak değişimi kadarlık zaman diliminde yaşanan teknolojik gelişmeler deyim yerindeyse dünyamızı bir köy büyüklüğünden bir ev boyutuna kadar küçülttü . Bilgisayarlar ufalıp cebimize girdi , sosyal medya sayesinde sınırsız iletişim olanakları doğdu , gündelik yaşam araçlarını birbirine bağlayan nesnelerin interneti kavramı ortaya çıktı . Yapay zekâyı keşfeden insanlık bununla yetinmedi , makinelerin önceden programlanmaksızın kendi başına öğrenebilmesinin yolu açıldı . Tüm bunları tetikleyen ana kavram ise dijitalleşme . Analog veya mekanik ilkelere dayalı üretimin yerini bilgisayarlara terk ettiği çağımızda sanatın da hem dijital ortamlara taşması hem de dijital araçlarla üretilmesi kaçınılmazdı .
Teknoloji ve sanat
En genel hatlarıyla bilgisayar teknolojisi kullanılarak üretilen yapıtları kapsayan dijital sanat kavramı görece yeni olsa da sanatın teknolojisiyle ilişkisi neredeyse sanat tarihiyle yaşıt . Endonezya ’ nın Sulawesi Adasında yer
57