Mustafa Kemal Atatürk ’ ün 19 Mayıs 1919 ’ da tutuşturduğu meşaleyle siyasi , toplumsal , kültürel ve ekonomik bağımsızlığı için savaşmaya çağırdığı Türk ulusunun hiç de iç açıcı olmayan durumu …
Bir zihniyet dönüşümü
Bu ahval ve şerait içinde Erzurum ve Sivas Kongreleri aracılığıyla Anadolu ’ daki güçleri bir araya getirme çabasına girişen Atatürk bir yandan işgal edilmiş yurt topraklarını kurtaracak askerî zafer için gecesini gündüzüne katarken bir yandan da bitmez tükenmez bir enerjiyle kurulacak yeni Türk devletini çağdaş uygarlık seviyesine taşıyacak yollar araştırıyordu . Ona göre savaş meydanında kazanılacak zafer , ulusu her bakımdan iyi donanımlı , müreffeh , dünyada örnek alınacak bireylere sahip hâle getirmeden büyük bir anlam taşımıyordu . Bu düşüncesinin sayısız uygulamasından ikisi tarihte eşine rastlanmadık şekilde cumhuriyetin ilanından önce gerçekleşecektir . Bunların ilki , Maarif Kongresi ’ dir .
Eğitimin bir milletin hayatında kapladığı yerin bilincinde olan Atatürk , o güne kadarki en şiddetli Yunan taarruzunun gerçekleştiği Kütahya-Eskişehir Muharebeleri sırasında 15 Temmuz 1921 ’ de toplanan Maarif Kongresi ’ nin açılış konuşmasını yapmak için cepheden Ankara ’ ya gelir . Ulusal eğitimin geleceğinin masaya yatırıldığı kongrede kadın
öğretmenlerin yer almasına tepki gösteren muhaliflere aldırmayarak yoluna devam eden Mustafa Kemal ’ in siyasi dehasını gözler önüne serdiği diğer örnek ise İzmir İktisat Kongresi olacaktır . Hızla yıkıma sürüklenen Osmanlı Devleti , Tanzimat ’ tan itibaren çözümü yalnızca askerî okullar açmak , savaş teknolojisine yatırım yapmak ve yabancı tüccarlara şatafatlı saraylar yaptırmak için alınan borçlar karşılığında Türk ticari hayatında ayrıcalıklar tanımakta ararken Atatürk ’ ün Kurtuluş Savaşı sonuçlanmadan eğitim ve ekonomi alanında köklü değişikliklere işaret eden kongrelere öncülük etmesi Türkiye ’ de yeni bir çağın başladığını dostdüşman herkese göstermesi bakımından önemlidir .
“ Ekonomik egemenlik olmadan ulusal egemenlik bir hayal olur ”
Silah ve cephanece düşmandan geri olmasının yanı sıra askerlerinin giyeceği çorabı yasa eliyle milletten toplamak durumunda kalan Türk ordusunun kesin galibiyetiyle sonuçlanan Kurtuluş Savaşı ’ nın ardından 20 Kasım 1922 ’ de İsviçre ’ nin Lozan kentinde başlayan görüşmelere , İtilaf Devletleri ’ nin özellikle kapitülasyonlar ve Osmanlı dış borçları konusundaki uzlaşmaz tavrı nedeniyle 4 Şubat 1923 ’ te ara verilir . İzmir İktisat Kongresi ’ nin tam da böyle bir dönemde toplanması tarihin bir cilvesidir .
34