TED Meşale Dergisi 33. Sayı | Page 29

1910 yılında Makedonya ’ da dünyaya gelen Sabiha Rıfat Gürayman , babasının yüzbaşı olması vesilesiyle İstanbul ’ a yerleşmiştir . Annesini genç yaşta tüberküloz hastalığı nedeniyle kaybeden Sabiha Rıfat , içinde bulunduğu zor hayat şartlarına rağmen ideallerinden taviz vermeyen güçlü bir kişiliğe sahipti . Günümüzdeki adı İstanbul Teknik Üniversitesi olan Mühendishane-i Bahr-i Hümayun ’ a Atatürk ’ ün talimatlarıyla kız öğrencilerin kabul edileceğini öğrenen Sabiha Rıfat , başvuruların bitmesine kısa süre kala arkadaşı Melek Ertuğ ile birlikte kayıt yaptırır ve tamamı erkek öğrencilerden oluşan mühendislik fakültesinin ilk kadın öğrencilerinden biri olur . Sabiha Rıfat , bu başarısında ailesinin de payı olduğuna 1991 yılında İTÜ Vakfı Dergisine verdiği röportajda şöyle değinir :
“ Benim ilk hocalarım annem ve babamdı . Daha ilkokula başlamadan okuma-yazma öğrenmiştim . Babam 1906 yılında Harbiye ’ den mezun olmuş , birçok cephede savaşmış , yaralanıp esir düşmüştü . Savaş yıllarında yokluk , babamın asker olması , işgal kuvvetlerinin baskıları sık sık yer değiştirmemize sebep oldu . (…)
Sabiha Rıfat , üniversitede okurken Fenerbahçe voleybol takımının tek kadın oyuncusu olur . Daha sonra kurulan kadın voleybol takımına kaptan seçilir . Fakat Türkiye ’ de başka bir kadın voleybol takımı olmaması nedeniyle takım kapanır . Bu durumun ardından Sabiha Rıfat , erkek voleybol takımında oynamaya devam eder ve birçok resmi maçta yer alır . Şampiyonluk kazanan ilk kadın voleybolcu unvanını da elde eden Sabiha Rıfat , tahsil hayatındaki başarısını sporda da sürdürür .
Neredeyse tamamının erkek öğrencilerden oluştuğu mühendislik fakültesinden 1933 yılında mezun olan Sabiha Rıfat ’ ın , beraber okuduğu kız arkadaşı Melek Ertuğ ’ un ‘’ Şimdi ne yapacağız ?’’ sorusuna verdiği cevap dönemin şartları için oldukça cesaret vericidir :

���������������������������� ����������������

Aile içinde yaşadığımız büyük acılar nedeniyle savaşın bittiği yılların coşkusunu yaşayamadık bile . Bütün bunlara rağmen eğitimim yarıda bırakılmadı , bu konuda birçok kararı kendim vermek zorunda kaldım . Onlarda da bana karşı ‘ Başarabilir mi ?’ kuşkusu hiçbir zaman oluşmadı . Ben de direncimi yitirmeden sonuna kadar dayandım .’’ ( Altuntaş , 2021 ).
27