TED Meşale Dergisi 31.Sayı | Page 13

olmayan AirBNB , internet üzerinden abonelik yöntemiyle sizin , benim evimi , odamı günlük kiraya vererek 120.000 yatağı olan Hilton grubundan daha fazla ciro yapabiliyor .
Yapay zekânın bir ürünü olan sürücüsüz arabaları düşünsenize , yaygınlaştığında ticari sürücüler için ciddi bir rakip olacak . Belki de sahip olma duygumuzun sonunu getirecek . Aylık abonelikle istediğim anda kapımda olacak bir taşıma sistemi mevcutsa neden 300.000 TL verip -günde trafikte geçirdiğim zaman dâhilüç saatten fazla kullanmadığım bir araba alayım ki ? Trafiği , hava kirliliğini , kazaları ve maliyetleri azaltacağı düşünülen yeni bir teknoloji aynı zamanda araba endüstrisini kökünden değiştirecek . Sadece Türkiye ’ de bir milyona yakın ticari araç sürücüsü için ise ciddi bir tehdit ! İşte fütüristlerin resme girişi de bu noktada oluyor ve olasılıkla 10 sene sonra gerçekleşecek ve büyük toplumsal etkileri olabilecek bu değişiklikleri gündeme getirip , çözümler üretmeye / ürettirmeye çalışıyorlar .
Kelebek Etkisi
Fütüristik öğretide , gelecek hunisinden ve kelebek etkisinden bahsedilir . Metaforik anlatımıyla “ Amazondaki kelebeğin kanat çırpması , New York ’ ta fırtınaya sebep olur ”. Gerçekten de aldığımız her karar , konuştuğumuz her söz , gerçekleştirdiğimiz her eylem , çevremizin , özellikle yakınlarımızın geleceğine dokunur ve zaman geçtikçe etki huninin ağzının genişlemesi gibi daha çok kişinin geleceğini etkiler . Bu nedenle fütüristler için gelecek sonsuz olasılıklıdır .
Fütürizme sosyopolitik yönden baktığınızda , toplumun değişimi sevenler ( gelecekçiler ) ve sevmeyenler ( geçmişi savunanlar ) olarak ciddi bir şekilde ikiye ayrıldığını ve nesillerdir bu ikili arasında adı konmamış bir savaş olduğunu görürsünüz . Bu savaşta geçmiş önemli avantajlara sahiptir . Arkalarında ciddi lobiler vardır , özellikle Batı dünyasında sermaye gruplarına sahiplerdir . Mevcut statükonun korunmasını ve değişimin iyi olmadığını savunan örgütleriyle bilime ve gelecek çalışmalarına karşı çıkarlar . Medyada “ Okyanusların henüz yüzde 5 ’ i incelendi ” haberi çıktığında , bilimin yetersizliğinden ve işe yaramadığından dem vururlar .
Kaybedecek vakit yok !
Dünyanın çözmesi gereken birçok sorun , akıllı ve doğru kullanıldığında bunları çözecek birçok yeni teknoloji var . Bir taraftan çözümler üzerine çalışırken diğer taraftan bu çözümleri topluma ve karar vericilere etkili bir şekilde anlatıp kabul ettirme gibi bir yükümlülüğümüz var .
Charles Keeling ’ in 1950 ’ lerin ortalarında atmosferdeki CO₂ gazının düzenli olarak arttığını ortaya koymasından , toplum ve politikacıları uyarmasından beri 60 seneden fazla geçti . O zamanlar ölçülen gaz emisyonu 310 ppm ’ di . 1960 ’ ların başında CO₂ yüksekliğinin sera etkisi yaptığı ve tehlikeli olduğu biliniyordu . Geçmiş birkaç milyon yılda 200ppm ve 300ppm arasında dalgalanan CO₂ emisyonu , hayvanlardan salınan metan gazının da etkisiyle günümüzde 400ppm ’ in üzerinde seyretmekte
11