Almanya’da çok satanlar listesinde
haftalarca kalan “Ağaçların Gizli Yaşamı”
kitabının yazarı orman mühendisi Peter
Wohlleben de benzer bir tez üzerinden
hareket ediyor. Kitabında, ağaçların
birbirleri ile bizim göremediğimiz
muazzam bir iletişim kurduklarını,
yardımlaşıp tehlikelere karşı birbirlerini
uyardıklarını, yani sosyal bir ilişki içinde
olduklarını anlatıyor. Ağaçlar, mantarlar
aracılığı ile kurulan doğal bir yeraltı
haberleşme ve besin aktarımı ağına sahip.
İnternete benzer şekilde işleyen bu ağa
“wood wide web” adı da veriliyor. 2015
yılında 30 metreye 30 metrelik küçük bir
alanda yapılan araştırmada tek bir ağacın,
bu ağ sitemi sayesinde 47 ağaçla bağlantılı
olduğu, tek bir mantarın ise 19 ağacı
birbirine bağladığı tespit edildi. Ağaçlar bu
ağ sayesinde birbirlerini kuraklık ve böcek
istilası gibi yaklaşan tehlikelerden haberdar
ediyor. Mantarlar ve ağaçlar arasındaki
bu simbiyotik bağ, ekonomik bir sisteme
de benzetilebilir. Ağaçlar arasında taşınan
besinin %30’unu kendine ayıran mantarlar,
ağaçların su ve ihtiyaç duydukları
minerallere daha kolay erişmesini sağlıyor.
Ormandaki ağaçların, koku aracılığıyla
da iletişime geçebildiklerini gözlemleyen
Wohlleben; dalları zürafalar tarafından
çok sevilen Sahraaltı akasyalarının, hasar
görmeye başladığı anda çevredeki
ağaçları uyarmak için etilen gazı yaymaya
başladığını anlatır. Etilen gazı yayımının
ardından etkileşime geçen diğer ağaçlar
yakınlarda bir zürafa olduğunu idrak
ederek yapraklarına tanen pompalamaya
başlar. Tanen, yüksek miktarda alındığında
zürafa gibi büyük bir otoburun
rahatsızlanmasına ve hatta ölümüne sebep
olabilir. Bu durumun farkında olan zürafalar
akasya ağaçlarının dallarını, ağaçlar arası
hava iletişimi güç olacağı için rüzgarlı
havalarda kemirmeyi tercih eder. Rüzgârsız
havalarda zürafaların bir akasya ağacının
dallarını kemirdikten sonra yakınlardaki
diğer ağaçları kemirmediği,
yaklaşık 100 metre yürüdükten sonra
karşılarına çıkan ağaçları tercih ettikleri
gözlemlenmiş. Yani, zürafalar da ağaçların
birbirleri ile konuştuklarından haberdar.
Ağaçlar arasındaki iletişim sadece koku
salgılanmasıyla kalmıyor. Bazı bitki
türlerinin birbirlerini uyarmak için elektrik
sinyali ve titreşim gönderdikleri biliniyordu.
Bununla birlikte, ağaçların sesle de iletişim
kurabildiğini savunan, Batı Avustralya
Üniversitesinden Monica Gagliano ve ekibi,
köklerin çıkardığı 220 hertz frekansındaki
çıtırtı sesini ölçmeyi başardı. İlk başta bu
anlamsız gelebilir ama ilginç olan şey,
deneyde araç ve amaç olarak yer almayan
fide köklerinin sese tepki vererek, uçlarını
sesin geldiği yöne çevirmesi ve bunun
tesadüf sonucu tespit edilmiş olması.
ABD’nin Kaliforniya
eyaletinde bulunan ve
“Hyperion” ismi verilen
bir sekoya türü 116 metre
uzunluğuyla dünyanın
en uzun ağacı unvanını
elinde tutuyor.
49