TED Meşale Dergisi 25. Sayı | Page 45

Peki neydi, onu bu kadar unutulmaz kılan? Sadece sansasyonlarla dolu merak uyandıran yaşamı mı? Einstein’nınkinden bile yüksek olan 187’lik IQ’su mu? Hem oyunlarda hem özel hayatında sergilediği ve kalabalıklar tarafından bir hayli yadırganan davranış biçimi ile maçlardaki sonu gelmez talepleri mi? Yoksa ülkesi tarafından dışlanan bir adamın heyecanlı kaçış hikâyesi mi? Muhakkak bu ünün perde arkasında bir casus filmi kadar heyecan uyandıran kişiliği ve gizemli yaşamı yer alsa da Fischer’ı unutulmaz kılan efsanevi oyunculuğu idi. Genç yaşta üst üste defalarca kazandığı Amerika satranç şampiyonu unvanı, satranç sporunu popülerleştirmesi, henüz 22 yaşındayken yayımladığı ve günümüze kadar 1 milyon satış rakamına ulaşan “Bobby Fischer Satranç Öğretiyor” isimli kitabı, satranç tarihindeki 40 yıllık Rus hâkimiyetini sonlandırmış olması, unutulmaz maçlara imza atması, literatüre katkıları ve taktikleri, 1972’de kendisine dünya şampiyonluğunu getiren “Asrın Maçı’ında Boris Spassky’i yenmesi ve daha pek çok neden bu münzevi dâhinin efsaneleşmesini sağlamıştır. Ablası satranca olan ilgisini kaybedince annesi devreye girer. Satranç tutkusu ile yanan oğlu için gazeteye bir ilan verir. Amaç onun yaşında satranç oynamak isteyen birilerini bulmaktır. Sonuç beklentilerin ötesindedir! Gazete, ilanı Amerikan satrancının lideri kabul edilen Hermann Helms’e yönlendirir ve Helms, Bobby Fischer’ı 1951’de gerçekleşecek bir turnuvaya davet eder. O zamanlar 8 yaşında olan Bobby yenilgiye uğrasa da maçları izleyen Brooklyn Satranç Kulübü Başkanı Carmine Nigro’nun radarından kaçmaz. 10 yaşına geldiğinde galibiyetleri ile lokal oyuncular arasından sıyrılmaya ve dönemin en iyi satranç kitaplarına burun kıvırarak Rusça öğrenmeye başlamıştır bile. 5 yıl boyunca Nigro’dan aldığı derslerin de katkısı ile 12 yaşında Manhattan Satranç Kulübü’ne, 13 yaşında ise ülkenin en iyi satranç kulüplerinden biri olan Hawthorne Satranç Kulübü’ne katılır. Takvimler 1956 yılını göstermektedir ve Fischer’ın başarıları ivme kazanmıştır. O yıl “Yüzyılın Oyunu” olarak kayıtlara geçen maçta büyük usta Donald Bryre’a karşı bir zafer kazanır ve yaptığı hamlelerle tüm dikkatleri üzerine çeker. Bir yıl sonra Amerika Satranç Turnuvası’nda “En Genç Satranç Ustası” unvanını alır. Satrancın bu unutulmaz ismi 1943 yılında California’da dünyaya gelir. Alman biyofizikçi bir baba ve Polonyalı Yahudi fizikçi bir annenin iki çocuğundan biridir. Satranç sporu ile 1949 yılında yani 6 yaşında iken bir şekerlemeciden alınan satranç takımı sayesinde tanışan Bobby Fischer hayatının anlamını daha o yaştayken keşfetmiştir. O dönemde tek rakibi ve oyun arkadaşı ablası Joan’dur. 43