TED Meşale Dergisi 24. Sayı | Page 52

Mantolu Hasan Anadolu Leoparı, İzmir Hayvanat Bahçesi (1943) Dikkatli bir gözlemci Türkiye’de kaplan adını taşıyan (örn: Kaplanköy, Kaplan Yaylası vb.) pek çok yer adının farkına varacaktır. Anadolu’da uzun süre leopara kaplan denilmiştir. Ve bu ismi taşıyan yerler leoparın habitatıyla komşu olmuş alanlardır. yarar var. Bölge, ünlü (!) avcılar da çıkarmıştır. Leoparın varlığıyla ilgili pek çok kayıt tutulmuştur ama ne yazık ki bu kayıtların çoğu insan tarafından öldürülmüş olanların kaydıdır. 1856-1930 arasında 110 kayıt tutulabilmiştir. 1936 yılında çıkan bir av dergisinde Kastamonu, Giresun, Erzincan ve Erzurum’da 350 leoparın yaşadığı yazmaktadır. Bu sayı, bugün biyologlar tarafından abartılı bulunsa da yine de önemli bir ipucudur. 1930-1975 arası dönemde 178 leoparın öldürülme, görülme veya yakalanma kaydı var. Bu kayıtların çok büyük kısmı ise Ege Bölgesi’nden özellikle de Aydın ili sınırları içinden gelir. Hatta Aydın sınırları içindeki Dilek Yarımadası Milli Parkı’nda bulunan bilgilendirme tabelasında, günümüzde parkta yaşayan/yaşadığı düşünülen canlılar arasında Anadolu leoparı da yer alır. Leopar tarafından öldürülmüş hiç kimseye ait kayıt yoktur. Bütün diğer yaban hayvanları gibi leoparlar da köşeye sıkıştırılmadıkça insana saldırmamaktadır ve insanlardan sürekli kaçmaktadır. Ancak özellikle 1930’lu yıllardan sonra ormanların azalması ve habitatının daralması insanla leoparı karşı karşıya getirmiş, bu canlıya karşı devlet destekli bir mücadele (!) başlamış. Bu mücadele, en bakir alanlardaki popülasyonlara kadar uzanmış ve sadece leoparın değil, aralarında ayıların, çakalların, sırtlanların ve kurtların bulunduğu pek çok hayvanın postları için öldürülmesi ile devam etmiş. 1980’lere kadar Aydın’ın Söke ilçesinde yabani hayvanların postlarını satan dükkânların olduğunu belirtmekte 1974 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesinde olduğu Mantolu Hasan adlı bir avcının Aydın, İzmir ve Muğla bölgelerinde avladığı binlerce yaban hayvanı arasında 50’ye yakın leopar olduğu da biliniyor. Uzun yıllar, Anadolu leoparı ile ilgili son kaydın biliniyordu. 2000’li yıllarda meydana gelen ve medyaya yansımayan vakalar ile 2010 yılında Siirt Gabar Dağı’ndan ve 2013 yılında Diyarbakır’ın Çınar ilçesinden gelen haberler doğaseverleri hem üzdü, hem de leoparın hala topraklarımızda yaşadığına dair umut oldu. Temmuz 2015’te, Anadolu’nun bakir coğrafyalarından Tunceli’nin Pülümür ilçesi kırsalında dereden geçerken boğulmuş yavru bir leopar cesedi bulundu. Yapılan incelemelerde bu büyük kedinin bir Anadolu leoparı olduğu anlaşıldı. Bireyin yavru olmasından dolayı kardeşlerinin ve annesinin çok büyük ihtimalle hala yaşadığını söyleyebiliriz. Bahsettiğimiz haberler dışında da umut verici haberler var. Özellikle Kaçkarlar, Toroslar; Siirt, Bitlis ve Hakkâri’nin insan kültüründen uzak coğrafyalarında yapılan araştırmalar ülkemizde leoparın hala yaşadığına dair önemli izler sunmakta. Bununla birlikte, çalışma yapılan ve leoparın yaşadığının saptandığı alanlar olası avcı tehdidine karşı kamuoyuyla paylaşılmamakta. Bize düşen görev, bu muhteşem canlıyla ilgili farkındalık yaratıp onun bir “canavar” olmadığını ve bulunduğu ekosistem için ne kadar önemli olduğunu anlatmak ve korunması için gerekli çalışmaları destekleyecek kamuoyunu oluşturmaktır. *Yazıda kullanılan görseller Anadolu leoparının yakın akrabası olan İran leoparına aittir.