Mantolu Hasan
Anadolu Leoparı, İzmir Hayvanat Bahçesi (1943)
Dikkatli bir gözlemci Türkiye’de kaplan adını taşıyan
(örn: Kaplanköy, Kaplan Yaylası vb.) pek çok yer
adının farkına varacaktır. Anadolu’da uzun süre
leopara kaplan denilmiştir. Ve bu ismi taşıyan yerler
leoparın habitatıyla komşu olmuş alanlardır. yarar var. Bölge, ünlü (!) avcılar da çıkarmıştır.
Leoparın varlığıyla ilgili pek çok kayıt tutulmuştur
ama ne yazık ki bu kayıtların çoğu insan tarafından
öldürülmüş olanların kaydıdır. 1856-1930 arasında
110 kayıt tutulabilmiştir. 1936 yılında çıkan bir av
dergisinde Kastamonu, Giresun, Erzincan ve
Erzurum’da 350 leoparın yaşadığı yazmaktadır. Bu
sayı, bugün biyologlar tarafından abartılı bulunsa
da yine de önemli bir ipucudur. 1930-1975 arası
dönemde 178 leoparın öldürülme, görülme veya
yakalanma kaydı var. Bu kayıtların çok büyük kısmı
ise Ege Bölgesi’nden özellikle de Aydın ili sınırları
içinden gelir. Hatta Aydın sınırları içindeki Dilek
Yarımadası Milli Parkı’nda bulunan bilgilendirme
tabelasında, günümüzde parkta yaşayan/yaşadığı
düşünülen canlılar arasında Anadolu leoparı da yer
alır. Leopar tarafından öldürülmüş hiç kimseye ait
kayıt yoktur. Bütün diğer yaban hayvanları gibi
leoparlar da köşeye sıkıştırılmadıkça insana
saldırmamaktadır ve insanlardan sürekli kaçmaktadır.
Ancak özellikle 1930’lu yıllardan sonra ormanların
azalması ve habitatının daralması insanla leoparı
karşı karşıya getirmiş, bu canlıya karşı devlet
destekli bir mücadele (!) başlamış. Bu mücadele, en
bakir alanlardaki popülasyonlara kadar uzanmış ve
sadece leoparın değil, aralarında ayıların, çakalların,
sırtlanların ve kurtların bulunduğu pek çok hayvanın
postları için öldürülmesi ile devam etmiş. 1980’lere
kadar Aydın’ın Söke ilçesinde yabani hayvanların
postlarını satan dükkânların olduğunu belirtmekte 1974 yılında Ankara’nın Beypazarı ilçesinde olduğu
Mantolu Hasan adlı bir avcının Aydın, İzmir ve Muğla
bölgelerinde avladığı binlerce yaban hayvanı
arasında 50’ye yakın leopar olduğu da biliniyor.
Uzun yıllar, Anadolu leoparı ile ilgili son kaydın
biliniyordu. 2000’li yıllarda meydana gelen ve
medyaya yansımayan vakalar ile 2010 yılında Siirt
Gabar Dağı’ndan ve 2013 yılında Diyarbakır’ın Çınar
ilçesinden gelen haberler doğaseverleri hem üzdü,
hem de leoparın hala topraklarımızda yaşadığına
dair umut oldu. Temmuz 2015’te, Anadolu’nun bakir
coğrafyalarından
Tunceli’nin
Pülümür
ilçesi
kırsalında dereden geçerken boğulmuş yavru bir
leopar cesedi bulundu. Yapılan incelemelerde bu
büyük kedinin bir Anadolu leoparı olduğu anlaşıldı.
Bireyin yavru olmasından dolayı kardeşlerinin ve
annesinin çok büyük ihtimalle hala yaşadığını
söyleyebiliriz.
Bahsettiğimiz haberler dışında da umut verici
haberler var. Özellikle Kaçkarlar, Toroslar; Siirt,
Bitlis ve Hakkâri’nin insan kültüründen uzak
coğrafyalarında yapılan araştırmalar ülkemizde
leoparın hala yaşadığına dair önemli izler sunmakta.
Bununla birlikte, çalışma yapılan ve leoparın
yaşadığının saptandığı alanlar olası avcı tehdidine
karşı kamuoyuyla paylaşılmamakta. Bize düşen
görev, bu muhteşem canlıyla ilgili farkındalık
yaratıp onun bir “canavar” olmadığını ve bulunduğu
ekosistem için ne kadar önemli olduğunu anlatmak
ve korunması için gerekli çalışmaları destekleyecek
kamuoyunu oluşturmaktır.
*Yazıda kullanılan görseller Anadolu leoparının yakın akrabası olan İran leoparına aittir.