Macahel’de yollar, yöre
halkının “akan duman” dediği
ve gerçekten de tepelerin
üzerinden akıyor görüntüsü
veren bulutların arasından
geçerek ve Karadeniz
coğrafyasına yakışır bir
coşkuyla akan dereleri takip
ederek gezginleri önemli doğal
anıtlara ulaştırır. Macahel’in
sembollerinden olan Maral
Şelalesi bunlardan biridir.
Şelaleye giden yolun büyük bir
kısmı aracın gidebileceği kadar
iyi durumdadır. Daha sonra
aracı bırakarak dört kilometre
yürümeyi göze alanlar, bir vadi
içinde saklanmış olan
muhteşem bir şelale ile
karşılaşma ve sularında
serinleme şansını elde edebilir.
Altmış beş metre yüksekliğiyle
Türkiye’nin en yüksek
şelaleleri arasında yer alan
Maral Şelalesi ilk gördüğünüz
anda gözlerinizi uzun süre esir
alır. Aynı yolları takip ederek
biraz daha yükseğe çıktığınızda
Karçal Dağları’nın eteklerinde
yer alan Beyazsu Yaylası ve
zengin fauna ve florasının yanı
sıra doğal yaşlı ormanları ile
ünlü Gorgit Yaylası’na
ulaşırsınız. Buradaki doğal
yaşlı ormanlar, insan
müdahalesi olmadan
günümüze kadar gelmeyi
başarmış yaşlı ağaçlardan
oluşuyor. Ancak yaylalara
ulaşmak için sabahın erken
saatlerinde yola çıkıp dört, beş
saat yürümek gerekiyor. Biraz
daha keşfetme arzusuyla
orada kamp kuranlar,
yüksekliği 3 bin 500 metreyi
bulan Karçal Dağları’nın
çanaklarında bulunan ve inci
tanelerini andıran buzul
göllerini de ziyaret edebilir.
Bölgeyi ziyaret eden bir
gezginin su sorunu
çekmeyeceğini de belirtmek
gerekir. Çünkü vadi içerisindeki
ve dağlardaki her derenin ve
pınarın suyu rahatlıkla
içilebiliyor. Yöre halkına göre
bu kadar uzun yaşamalarının
önemli bir sırrı da farklı
kaynaklardan içtikleri sular ve
bölgede doğal olarak yetişen
fındık, elma ve armut gibi
meyvelerle beslenmeleri.
21