Öğretmen Sosyal Karşılaştırmalardan
Kaçınmalı ve Her Öğrenciye Göre Öğretim
Hızı Belirlemelidir
Öğrenme ortamında sosyal karşılaştırmalardan ka-
çınmak en iyisidir. Yüksek başarılı öğrenciler toplum ta-
rafından bilinmekten hoşlansalar ve başarı seviyeleri
bir önceki başarı seviyelerini aştığında övülmeleri ge-
rekse de, zorlananlar veya “Aptal” gibi görünmekten
endişe edenler için sosyal karşılaştırmalar heves kırı-
cı olabilir. Bunun yerine öğretmenler, bir öğren-
cinin çalışmasını diğerininki ile karşılaştırma-
dan her bir öğrencinin kendi çalışmasında
yaptığı ilerlemeyi dikkate alabilir.
Öğrenci değerlendirmelerini sınıf ortamında
aktarmanın en iyi yolu öğrenciyle yalnız iletişim
kurmaktır. “Mükemmel”, “zekice”, “şaşırtıcı”
gibi öğrenciye neyi iyi yaptıkları ile ilgili
herhangi bir belirgin bilgi sunmayan övgülerden
kaçınılması en iyisidir, çünkü bunlar yüksek
nitelikli çalışmayı tekrarlamak için yönlendirme
içermez.
Öğrencilerin, hatalarını veya yanlış cevaplarını, sonuç
değerlendirmesi veya yetenek göstergesi gibi
görmeleri yerine öğrenme fırsatı olarak görmelerini
destekleyin. Eğer öğretmenler iyi puanlara övgü
yoluyla çok ilgi gösterirlerse ve hataları fazla
görünür kılarlarsa (örn. öğrenci kâğıtlarındaki kırmızı
düzeltmeler), öğrenciler hataları değersizleştirebilir ve
bunları öğrenmenin doğal bir parçası olarak görmek
istemeyebilirler.
16
Öğretim hızını olabildiğince bireyselleştirin.
Bazı öğrencilerin bir konuda yeterlilik kazanması
diğerlerinden daha uzun sürebilir, bu sebeple onlara
daha fazla zaman verilmelidir.
Irk, Cinsiyet, Sosyo-Ekonomik Sınıf,
Öğrencinin Yeteneği ile İlgili Beklenti
Oluşturmak için Sağlam Temeller Değildir
Öğretmenler, yüksek beklentilere sahip oldukları öğ-
rencileri için daha destekleyici bir duygusal iklim,
daha açık geri bildirim, daha fazla dikkat, daha fazla
öğretimsel zaman ve sonuçta daha fazla öğrenme fır-
satı sağlamaktadırlar. Bu farklılık gösteren davra-
nışlar zaman içerisinde yüksek ve düşük performans
gösteren öğrenciler arasındaki başarı farkını artırabi-
lir. Bir öğrencinin zayıf akademik geçmişi, o öğrenci
için mutlak son söz olarak algılanmamalıdır. (örn.
geçmişte bu öğrencinin yeteneğini zayıflatan fakat
artık geçerli olmayan azaltıcı faktörler olabilir) Bunun
yerine öğretmen, öğrenci ile ilgili geçici varsayımının
yanlış olduğunu göstermek için bunu bir fırsat olarak
kullanabilir. Ayrıca, ırk, cinsiyet ve sosyal sınıf da öğ-
rencinin yeteneğiyle ilgili beklenti oluşturmak için
sağlam temeller değildir.