Kitaplar önce Ankara’ da duyulmaya başlar, sonra tüm Türkiye’ ye yayılır.“ PK: 3 Bahçelievler-Ankara” adresine, Edirne’ den Ardahan’ a yurdun dört bir yanından siparişler gelir. Evde paketler yapılır, Bahçelievler Postanesine götürülür. Rasim Öğretmen, eşi Remziye Hanım, kızları Nevin ve Nesrin ailece çalışırlar. Remziye Hanım da öğretmendir; okula giderken postaneye paketleri götürür, dönerken sipariş mektuplarını getirir. Akşam hep beraber açarlar mektupları, en çok sipariş olan mektup kime çıktıysa günün en mutlu kişisi o olur. Bu kadar emeğin sonucu olarak en uzak köyde bile“ Cin Ali” bilinir. Hatta 1987 yılında çıkan bir haberde, bir sınır köyünde Türk televizyonunun seyredilemediğinden ama çocukların elinde“ Cin Ali” kitapları olduğundan bahsedilir.
Çok uzun yıllar boyu defalarca baskısı yapılır kitapların. Kitaplar elden ele dolaşır, okununca küçük kardeşe verilir, sonra da bir akrabaya gider ya da bir komşunun okula yeni başlayan çocuğuna … Bu yüzden yıllar sonra herkes hayıflanır Cin Alilerini saklamadığına … Bazen de sınıfın kitaplığındadır, kuşaklar boyu oradan alır okumaya yeni başlayanlar.
Abiler ablalar,“ bizim zamanımızda neden Cin Ali yoktu, biz okuyamadık” diye kıskanırlar kardeşlerini. Herkesin en çok sevdiği Cin Ali öyküsü farklıdır; kimi kuzusunu sever, kimi topacını, kimi oyuncaklarını … Kimi,“ Berber Fil” in öyküsüne inanmaz; bilmezler ki Rasim Öğretmen sirkte görmüştür“ Berber Fil” i ve öyküyü yazmak için birkaç kez sirke gitmiştir.
54