TED Meşale Dergisi 23. sayı | Page 37

bulunmuştur. Mısır, Mezapotamya ve Orta Asya’ nın eski inanışlarında ölen kişilerin değerli eşyalarıyla birlikte gömüldüğü düşünüldüğünde Sümerlerde oyun araçlarının ne denli önemli olduğu görülür. Yine Antik Mısır dönemine ait bir mezarda iki kız çocuğunu oyun oynarken tasvir eden bir duvar resmine rastlanmıştır. Londra’ daki British Museum’ da sergilenen MÖ 800 tarihli pişmiş topraktan yapılmış bir heykelde bugün ülkemizde de hâlâ oynanan“ beş taş” oyununu oynayan çocuklar betimlenmiştir. oyunlarla bir dönem varlığı unutulup bugün tekrar gündeme gelen“ mangala”,“ şatranc-ı urefa” gibi oyunlar en eski Türk oyunları arasındadır. Oyunların eskiliği kadar farklı coğrafyalarda birbirine çok benzer oyunların ortaya çıkması da ilginç bir tarihî bilgidir. Türkiye’ de herkesin bildiği“ körebe” oyunu, İsveç’ te blind bock( kör keçi), Danimarka’ da blinde-buk( kör keçi), Almanya’ nın kimi bölgelerinde blinde kuh( kör inek), kimi bölgelerindeyse bilind bock( kör keçi) adıyla oynanır. Anadolu’ nun çeşitli kesimlerinde aynı oyun“ kör çebiş” olarak adlandırılır. Çebiş, bir yaşındaki keçi anlamına gelir.
Oyun ve çocuk gelişimi
Meksika’ nın Tula bölgesinde bulunan bir alanın MÖ 1000 yılında inşa edildiği ve futbola benzer bir top oyunu için tasarlandığı saptanmıştır. Gerek Orta Asya gerekse
Anadolu’ da şekillenmiş Türk oyunlarına ilişkin bilgilere ise başta“ Dede Korkut’ un Kitabı” olmak üzere“ Divan-ı Lügati’ t-Türk”( Kaşgarlı Mahmud) ve“ Seyahatnâme”( Evliya Çelebi) gibi kaynaklarda rastlanır.“ Aşık”,“ cirit”,“ dokuz taş” gibi kültürel hayatımızdan çıkmamış
Oyunlar, ritüeller yoluyla yetişkinlerin dünyasında da yaşasa bile bin yıllardır çocuklarla özdeşleşmiştir. Modern dönemde oyunların, çocukların zihinsel ve bedensel gelişimlerine olumlu etkileri ortaya çıkar. Pedagoglar ve psikologlar, oyunun beş duyudan gelen uyarımları bilgiye dönüştürmede tetikleyici olduğu, dikkati geliştirdiği, ince motor becerilerinin kazanımında önemli rol oynadığı, böylece bilişsel gelişimin temelinde yer aldığı noktasında birleşir. Bebekler, 0-2 yaş aralığında sosyal becerileri gelişmediği için kendi başlarına oyun oynarlar. 2 yaşından itibaren ise en yakınlarından başlamak üzere başka kişileri oyunlarına dâhil ederler. İlerleyen yaşlarda ise çocuğun hayal gücünün gelişmesiyle birlikte oyunlar çeşitlilik kazanır. Eğitimde oyunlardan faydalanma unsuru da burada devreye girer. Dil gelişimi; temel kavramların, renklerin, duyguların öğretilmesi oyunlarla kolaylaştırılabilir. Oyunun eğlence işlevi çocukları sıkmadan onlara bir şeyler öğretmek için oldukça elverişlidir. Günümüzde etki alanı daralan sokak oyunları da çocukların bedensel gelişimi ile enerjilerini boşaltmaları için uygun faaliyetlerdir.
37