TED Meşale Dergisi 23. sayı | Page 28

EĞİTİM PORTRE DÜNYASI

KALPLERDE YER EDİNMİŞ

DÖRT BÜYÜK DEĞER :

VEDAT TÜRKALİ , HALİL İNALCIK , TARIK AKAN , MİTHAT ALAM

28
Toplumların gelişmesi , ekonomik refaha kavuşması , canlı bir kültür hayatına sahip olması , çağımızın gözde kavramı “ çoğunluğun ” ortak beğenisi veya tercihiyle açıklanması zor süreçlerdir . Şüphesiz , kitlelerin eğilimleri , yeri geldiğinde kolektif hareket eden insan gruplarının iradesi siyaset başta olmak üzere birçok alanda olayların seyrini değiştirme gücüne sahiptir . Ancak , söz konusu sanat ve bilim olduğunda kitlelerden çok bireyler ön plandadır . Yaşadığı dönemde kitlelerin ilgisini çekmemiş , eserleri toplumun dar bir kesimi tarafından benimsenmiş , gerçek değeri ise ölümünden sonra anlaşılmış nice sanatçı , nice bilim insanı vardır tarih kitaplarında ... Diğer yandan , meslek ilkelerinden ödün vermeden , doğru bildiği yoldan şaşmadan eser üreten ; bazı çevrelerce eleştirilse de toplumun kucak açtığı az sayıda şanslı isimden söz etmek mümkündür . Geçtiğimiz dönemde sonsuzluğa uğurladığımız tarihçi Prof . Dr . Halil İnalcık , yazar Vedat Türkali , aktör Tarık Akan ve sinema sever Mithat Alam bunlara örnek gösterilebilir .
Hocaların hocası
Yazdığı onlarca kitap , yüzlerce makaleyle yalnızca Osmanlı tarihi açısından değil , tarih biliminin şekillenmesinde de büyük role sahip olan Prof . Dr . Halil İnalcık 1916 yılında İstanbul ’ da dünyaya gelir . Ankara Gazi Mektebindeki ilköğreniminden sonra Balıkesir Necati Bey Muallim Mektebinden mezun olur . 1935 yılında Cumhuriyet ’ in en önemli bilim kurumlarından Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü ’ ne girer . 1940 yılında aynı fakültenin Yeni Çağ Tarihi Kürsüsü ’ nde asistan olarak akademik hayatına başlar . 1942 ’ de yazdığı , ertesi yıl Türk Tarih Kurumu tarafından yayımlanan “ Tanzimat ve Bulgar Meselesi ” başlıklı teziyle doktora derecesini alan İnalcık , henüz kariyerinin başında alışılmış tarih yazıcılığının dışına çıkacağını belli eder . 1920 ’ lerin sonunda Fransa ’ da ortaya çıkan , 1960 ’ lardan itibaren bilim dünyasında büyük çalkantılara yol açan , siyaset , diplomasi ve savaşlar üzerine yoğunlaşan anlayışın aksine , olayların gerisinde yatan tarihsel yapıların araştırılmasına dayalı bu tarihçilik yönteminin ülkemizdeki ilk örneklerini verir .