Böylece iktisat, sosyoloji, antropoloji, psikoloji hatta edebiyatın da yer aldığı disiplinler arası çalışmalarla, geçmişin sağlıklı analizini üretmeye dönük, hurafeden ve efsaneden uzak bir bilim anlayışı geliştirir.
Prof. Dr. Halil İnalcık’ ın Türkiye’ deki tarihçilik anlayışını kökten değiştiren yaklaşımı, birinci el kaynaklara inmek konusundaki ısrarıdır. İlgilendiği dönemde kaleme alınmış her türlü metni büyük bir titizlikle inceleyen, bunları aynı devirde başka coğrafyalarda üretilmiş belgelerle karşılaştıran İnalcık, kendisinden önce ortaya koyulmuş bilgilerin pek çoğunu geçersiz kılacak çalışmalara imza atar. Halil İnalcık’ ın bir araştırmacı olarak öne çıkan niteliklerinden biri de tarihî belgeleri yalnız kendi çalışmalarında yararlanmak üzere değil, sonraki kuşakların ilgisine sunmak için de gün yüzüne çıkarmayı önemsemesidir. 1951 yılında Bursa Şer’ iyye Sicilleri üzerine yaptığı bir çalışmada izine rastladığı 280 defterlik arşiv belgesinin temizlenip tasnif edilmesi için yoğun çaba harcayan İnalcık sayesinde, Osmanlı hukuku ve sosyal hayatı açısından son derece önemli bilgiler içeren koleksiyon bugün tarihçilerin hizmetindedir. Aynı şekilde 1961 yılında Kıbrıs’ ta yürüttüğü bir arşiv çalışmasında bulduğu 56 adet sicil defteri, Osmanlı Devleti’ nin bu bölgede yürüttüğü faaliyetleri ortaya çıkarmak bakımından devrim niteliğindedir. birlikte bir yayınevi kurar. Aynı dönemde senaryo yazmaya başlar. Kaleme aldığı, Ertem Göreç tarafından yönetilen, başrollerinde Fikret Hakan ve Ayla Algan’ ın yer aldığı“ Karanlıkta Uyuyanlar”, 1965 Antalya Altın Portakal Film Festivali’ nde En İyi Senaryo Ödülü’ nü kazanır. Film, Türk sinemasında işçi haklarını, grev kavramını, çalışma şartlarını ele alan ilk sinema eseri olma özelliği taşır.
Vedat Türkali’ nin 1974 yılında yayımlanan ilk romanı“ Bir Gün Tek Başına”, Milliyet Yayınları Roman Yarışması’ nda birincilik ödülü alır ve edebiyat dünyasında büyük ilgi uyandırır. Daha sonra“ Mavi Karanlık”( 1983),“ Tek Kişilik Ölüm”( 1989) ve“ Güven” romanlarıyla geniş kitlelerin ilgisini çeker. Romanları ve oyunlarında toplumcu temaları işlemesiyle öne çıkan Vedat Türkali’ nin kadın hakları ile Türkiye’ de toplumun ve kanunların kadına yaklaşımını eleştirdiği senaryosu“ Fatmagül’ ün Suçu Ne”, sinema ve siyaset dünyasında önemli tartışmalara zemin hazırlar. Senaryo, 2000’ li yıllarda televizyon dizisi olarak da yayınlanır. Anıları, denemeleri ve şiirleriyle de edebiyatımızda kendine özgü bir yer edinen Türkali, 29 Ağustos 2016’ da Yalova’ da hayata veda eder.
Prof. Dr. Halil İnalcık, 30 yılı aşkın süre Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesinde hizmet verdikten sonra yurt dışında çok sayıda üniversitede dersler ve seminerler verir. Amerikan, İngiliz, Sırp ve Arnavut bilim akademilerine üye seçilir. 15 yıl kadar çalıştığı Chicago Üniversitesinden emekli olduktan sonra Türkiye’ ye dönen İnalcık 1993 yılında Bilkent Üniversitesi Tarih Bölümü’ nü kurar. Sayısız bilim ödülü, şeref üyeliği, fahri doktora unvanına layık görülen İnalcık, Cambridge Uluslararası Biyografi Merkezi tarafından dünyada sosyal bilimler alanında sayılı 2000 bilim adamından biri olarak gösterilmiştir. Özellikle Osmanlı Devleti Klasik Çağı üzerine yaptığı eşsiz çalışmalar ve disipliniyle sonraki kuşaklara örnek olan İnalcık, 100 yaşını doldurduktan kısa bir süre sonra, 25 Temmuz 2016’ da hayata veda eder.
Edebiyatımızın çınarı
Romanları, senaryoları, şiirleri ve tiyatro oyunlarıyla tanınan Vedat Türkali 1919 yılında Samsun’ da dünyaya gelir. Samsun Lisesinin ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ nden mezun olur. Bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra, dönemin siyasi şartlarında düşünceleri sakıncalı bulunarak tutuklanır. Yedi yıl cezaevinde kalan Türkali, özgürlüğüne kavuşmasının ardından Rıfat Ilgaz ile
29