“ HİÇ KİMSEYE BENZEMEYEN BİR TÖRELERİ VARDIR. O DA BABALARI YERİNE ANALARININ ADINI KULLANMALARIDIR.”
Likya adına rastlanan tarihî kaynaklar arasında Homeros’ un ünlü eseri İlyada da yer alır. Likyalıların, Troya Savaşı’ na, Glaukos ve Sarpedon adlı iki komutan önderliğinde Akhaların safında katıldığı kaydedilir. MÖ 545 yılından itibaren Pers İmparatorluğu’ nun yönetimine giren bölge, MÖ 333’ te Büyük İskender’ in yörede egemenlik kurmasıyla Helenistik Kültür alanına dâhil olur. İskender’ in ölümünden sonra çıkan kargaşa, Likya tarihini derinden etkiler. Büyük İskender’ in fetihleriyle çok geniş bir coğrafyaya yayılan Makedon İmparatorluğu’ nun parçalanmasıyla, yerel güçler farklı bölgelerde yönetimi ele geçirir. Likya da MÖ 309’ dan itibaren yaklaşık 100 yıl, Mısır’ dan gelen Ptolemaios hanedanının idaresinde kalır. Bu süreç, bölgede-Hititçeyle akraba olduğu kabul edilen- Likya dilinin unutulup Grekçenin konuşulmaya başladığı dönem olarak tarihe geçer. Ünlü tarihçi Herodotos’ un,“ Hiç kimseye benzemeyen bir töreleri vardır. O da babaları yerine analarının adını kullanmalarıdır. Bir Likyalıya kim olduğunu sorun, size adını annesinin, anneannesinin, büyük anneannesinin ve daha büyük anneannesinin ismini söyleyerek cevap verir” şeklinde tanımladığı Likyalıların, Teke Yarımadası’ na Girit’ ten geldiği düşünülür.
Teke Yarımadası’ nda 23 şehir devleti halinde yaşayan Likyalılıların“ Likya Birliği” ni oluşturması ise MÖ 2. yüzyılda Rodos saldırılarına karşı savunma amacıyla gerçekleşir. MÖ 167 yılında Roma İmparatorluğu tarafından vilayet olarak tanınan Likya Birliği, para bastırmasına izin verilen özerk bir yönetim konumundadır. Birliğin öne çıkan şehirleri başkent Ksanthos ile birlikte Patara, Pınara, Olympos, Myra ve Tlos’ tur. Günümüzde Türkiye turizminin önemli destinasyonlarından olan Likya Yolu da bu dönemde yerleşimlerin birbirlerine bağlanan güzergahlarla ve uzaklık ölçüleriyle yazıldığı“ Likya Yol Kılavuz Anıtı” ile belirlenir. Anıt, dünyanın bilinen en eski karayolları haritası, Likyalılar ise oluşturdukları kent devletlerinin arasındaki yolları bir haritayla belirleyen ilk topluluktur.
MS 1. yüzyıl ortalarında Hıristiyanlıkla tanışan Likya, 4. yüzyıldan itibaren kilise mimarisinin yaygınlaşmasıyla dinî kimliği öne çıkan bir yapı arz eder. MS 5. yüzyıla kadar Roma İmparatorluğu idaresinde bolluk içinde yaşayan Likya Birliği’ nde kent sayısı 34’ e ulaşır. Şehir nüfuslarının 5 bin civarında olduğu bu dönemin en yoğun yerleşim
23