TED KAYSERİ KOLEJİ BÜLTEN DERGİSİ 62.SAYI BÜLTEN 61.SAYI | Page 16

EDEBİYAT DOĞUMUNUN 112.YILINDA “SAİT FAİK ABASIYANIK” “ BİR İNSANI SEVMEKLE BAŞLAR HER ŞEY.” “Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sev- mekle bitiyor.”  Böyle demişti Türk edebiyatının büyük hikaye üstadı ve İstanbul öykücüsü Sait Faik. Ve bir büyük bestekar, kalem ustası Zülfü Livaneli de ona “Ada” şiiriyle adeta nazire yazmıştı. Bir kıyıdan baktım dünyaya Ellerimde tuz avucumda sedef Bir mavilik bir açıklık Özgürlük hasreti Yüreğime vuruyor Nerede nerede insanlar Dünyayı güzellik kurtaracak Bir insanı sevmekle başlayacak her şey… Sait Faik’in insana olan sevgisinden yola çıkarak yaşama, doğaya, hayvanlara duyduğu derin bağlılığa ulaşırız. Bu tutkusu yaşamı boyunca süren yalnızlığının dışa vurumu olarak da görülebilir. O, yüreğindeki bu sevgiyle insanları gözlemlemiş, kendinden hiçbir şey katmadan, yorumlamadan, oldukları gibi öykülerine almıştır. Montaigne insanın tüm hallerini dene- melerinde anlatırken, Sait Faik bu halleri öyküleştirmiştir. İnsanların mutluluklarını, bunalımlarını, yalnızlıklarını, öfkele- rini, umutlarını olduğu kadar; ahlak düşkünlüklerini, türlü serseriliklerini de okuruz öykülerinde. Ve okurken de çoğu kez kahramanlarıyla özdeşleşen, onların dramlarında kendini anlatan Sait Faik’e bir kez daha hayran oluruz. Denizi, emekçileri, çocukları, yoksulları, işsizleri, balıkçıları yalın ve şiirsel bir dille anlatarak Türk edebiyatına yeni bir öykü anlayışı getiren Sait Faik Abasıyanık’ın 112’inci yaşında… 16 Sait Faik’in edebiyat dünyasına kazandırdıkları tartışılmaz. Fakat onun çok bilinmeyen diğer bir yanı da eğitime olan tutkusu… Hayatta olduğu dönemde, tüm mal varlığını ve telif haklarını Darüşşafa- ka Cemiyeti’ne bağışlamaya karar veren Abasıyanık’ın destekleriyle, bugüne kadar 1.000’e yakın öğren- cinin yıllık eğitim giderleri karşılandı. Doğum günün kutlu olsun, seni unutmadık “İstanbul Öykücüsü”…  18 Kasım 1906, Adapazarı doğumlu Sait Faik Abasıyanık’ın çocukluğu da bu şehirde geçti. Bursa ve İstanbul’daki eği- tim hayatının ardından, babasının isteği üzerine, iktisat eğitimi almak üzere Venedik üzerinden İsviçre’ye geçti. Lo- zan’da kısa bir süre kaldıktan sonra, Fransa’nın Grenoble kentinde yaşadı. Yaklaşık 3 yıl Fransa’nın Grenoble kentinde