Tapu Siciline Hâkim İlkeler
I. TESCİL İLKESİ
Tescil, tapu kütüğünde taşınmaza ait sahifeye o taşınmaz üzerindeki ayni hakların
yazılmasını ifade etmektedir. Bu nedenle taşınmaz üzerindeki ayni hakların kazanılması
ancak tescil ile mümkün olabilecektir. Ayni hakların tesisi dışında değiştirilmesi ve ortadan
kaldırılması yani terkini dahi ancak tescil ile mümkün olabilecektir.
II. AÇIKLIK İLKESİ
MK 1020. Maddesi, “Tapu sicili herkese açıktır. İlgisini inanılır kılan herkes, tapu kütüğündeki
ilgili sayfanın ve belgelerin tapu memuru önünde kendisine gösterilmesini veya bunların
örneklerinin verilmesini isteyebilir. Kimse tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremez.”,
TST 85. maddesi, “...ilgilisinin istemi halinde, tapu sicilini oluşturan diğer bilgi ve belgelerin örneği
verilir.” hükümleri uyarınca ilgililerine açık olmasıdır.
III. DEVLETİN SORUMLULUĞU İLKESİ
Devlet tapu sicillerinin tutulmasından kaynaklanan zararlardan objektif olarak sorumludur.
Tescilin herhangi bir sebepten dolayı hukuka aykırı olarak tutulmasından dolayı tapu
müdürlerinin ya da memurlarının kusuru olmasa dahi, bu sebeple doğan zararlardan Devlet
sorumlu olacaktır. Sicilin tutulmasından doğan zarar, tapu sicilinin tutulmasından doğan
zararın anlamı, bu sicilin tutulmasında görevlilerin bilerek veya bilmeyerek uygulanması
gereken mevzuat hükümlerine aykırı işlemleri ve ihmalleri sonucu bir hakkın kaybına sebep
olmalarıdır.
Satışı talep edilen taşınmaz malın satış işleminin yapılmasına rağmen mülkiyet hanesinde
alıcı adına tescilin yapılmaması sonucu daha sonra taşınmaz malın (halen maliki görünen
satıcı tarafından) üçüncü kişilere temlik edilmesi veya ipotek tesis edilmesi veya taşınmaz
malın haciz edilmesi sonucu alıcının zarara uğraması halinde, hem Devletin sorumluluğu hem
de kusurları nedeniyle görevlilere rücu söz konusudur.
Sahte vekâletname veya veraset belgesine istinaden tapu sicilinde işlem yapılması
halinde, mülkiyet veya hak sahibinin zararından dolayı Devletin sorumluluğu doğmaktadır.
Vekâletname veya veraset belgesinin sahteliğinin görevlilerce tespit edilebilmesi mümkün
ise, Devlet karşılanan zarardan dolayı kusurlu görevlilere rücu edecektir. Ancak sahtecilik ilgili
memurca tespit edilemeyecek derecedeyse memura rücu söz konusu olmayacaktır.
29