Medeni Kanun “ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergen kişinin fiil
ehliyetinin olduğu” genel kaidesini getirmiştir. Bunun aksini iddia eden, iddiasını isbat
ile yükümlü bulunmaktadır.
Bu nedenle, tüm yaşlılardan istenilerek bu kişileri ek külfetlerle yormamak için,
yalnızca yapılacak hukuki işlemle ilgili olarak işlemin yapıldığı anda kişinin işlem
yapma ehliyeti veya akli melekesinin yerinde olmadığından ciddi şüphe duyulması ve/
veya bu yolda bir iddia ve şikayetin bulunması halinde tabip raporu istenmelidir.
Diğer taraftan, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair
Kanunun 13 . maddesindeki, “Bir şahsın ahvali bedeniye ve akliyesi hakkında rapor
tanzimine münhasıran bu kanunla icrayı sanata selahiyeti olan tabipler mezundur”
hükmü ile tabiplere bu yetki verilmiştir. Bu Kanuna göre sanatlarını icra etmeye yetkili
olan tabibler; kişinin ayırt etme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için, doğru
algılama, kavrama ve buna göre hareket etme konusundaki ruhsal yetenekleri, bellek
yapısı, zihinsel işlevleri, fiziksel vaziyeti, zaman ve mekan oryantasyonları gibi bir dizi
davranış özelliklerini s F