Tan Yeri I. Yaz Sayısı | Page 39

35 seleye geçmek için denebilir ki yetiştireceği tipin genel özelliklerinden birini demokratik devlete karşı görev ve sorumlulukları bilmek olarak saptayıp bu minvalde bir yurttaş tipi —iyi yurttaş- yetiştirmekle eğitim felsefesini ve bu doğrultuda dizgesini demokratikleştirmeyi sağlamak mümkün mü, ya da ne kadar mümkün? Bunları sorarken asla gözden kaçırılmaması gereken bir husus da demokrasinin yalnızca bir yönetim şekli değil aynı zamanda demokrat olmanın bir düşüngü olduğudur. Yurttaşların demokrasiye uyumlu ya da demokrat bireyler olarak yetişmesini demokratik devlet düzenine sadakate indirgemek yerine değerler eğitiminde de demokrasiye yer vermek gerekli görülüp demokratik devlet düzeninin ancak bu yolla beka sağlayabileceği öngörülmüş olmalı ki MEB tarafından ortaokul müfredatına bir “Vatandaşlık ve Demokrasi Eğitimi” dersi konmuş ve zorunlu bir ders olarak 8. sınıflara okutulmaya başlanmıştır. Bu dersin Program’ının öğrencilere kazandırmayı amaçladığı beceriler ve değerler şunlardır: “Araştırma, eleştirel düşünme, yaratıcı düşünme, iletişim, problem çözme, bilgi teknolojilerini kullanma, girişimcilik, Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma, gözlem yapma, değişim ve sürekliliği algılama, sosyal ve kültürel katılım, empati, özyönetim, kaynakları etkili kullanma, sosyal uyum, ayrımcılığa duyarlılık, birlikte yaşama; dayanışma, hoşgörü, sorumluluk, sevgi, saygı, yardımseverlik, diğerkâmlık, barış, onur, adil olma, özsaygı, paylaşma, vatanseverlik, özgürlük, uzlaşma, eşitlik, farklılıklara saygı duyma, kültürel mirası yaşatmaya duyarlılık, millî, manevi ve evrensel değerlere duyarlı olma.” Öğrencilere kazandırmaya çalıştığı temel beceri ve değerleri böyle olan bir dersin amaçlarına ulaşma derecesi yurttaki demokrasi eğitiminin ve yurttaşlardaki demokrasi kültürünün niteliği için önemli bir belirleyicidir. Ancak sözü edilen kazanımlara ulaşabilmek için çok önemli iki değişkeni göz önünde tutmak gerekir. Bunlardan birincisi amaçların tutarlılığı diğeri ise amaçlara ulaşma yollarıdır. Yani amaçlar, onlara uygun yollar kullanılarak ulaşılmaya çalışılmadığında pek bir işleve sahip olmazlar. Öte yandan bir bütün hâlinde düşünüldüklerinde tutarlılık göstermeyen kazanımlar da birbirini gerektirmediği, birbirinin sonucu olmadığı durumlarda işlev yitimine uğrayabilirler. Nitekim “tutarlılık” için “birbirini gerektirme” oldukça önemlidir. Bu nedenledir ki kazanımların tutarlılığı program geliştirme disiplininin çok hassas bir konusudur. Bu dersin kazanımlarının kendi aralarında büyük bir tutarlılığa sahip olduğunu söylemek mümkün. Sözgelimi empati ayrımcılığa karşı duyarlılığı, o da birlikte yaşamı ve o da sosyal uyumu gerektirmekte ve getirmektedir. Tüm bunların temelindeyse iletişim becerilerinin onu besleyen becerininse Türkçeyi doğru ve etkili kullanmak olduğu da hesaba katıldığında söz konusu tutarlılık kendini ortaya koyar. Ancak aynı tutarlılığı Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi dersinin kazanımlarıyla bu dersin kazanımları arasında görmek çoğu kez mümkün olmamakta, iki dersin kazanımları zaman zaman ciddi örtüşmezlikler ve birbirini gerektirmezlikler göstermekle kalmayıp birbirini dışlayanlar da bulunmaktadır. Sözgelimi programlarda gözlem yapma ve problem çözme becerileri açısından bir çelişki mevcuttur. “Mucize kavramının ne anlama geldiğini açıklayarak bunun peygamberlere ait bir özellik olduğunun farkında olur.” şeklindeki bir kazanımı ne bilimsel araştırma basamaklarını tırmanmayı gerektiren problem çözme ne de somut gerçekliğe değer vermeyi gerektiren gözlem yapma becerisiyle uyumlu g