TALENTPOLİTAN 1 | Page 97

hem taraftar, hem yöneticisiniz, kime bağıracaksınız? Kendi kendinize mi? Onun yarattığı moral çöküntülerine hazır olmak lazım. Bir de maddi ve manevi meşakkate katlanmak lazım. Yönetici adaylarının çok olması, bir yarış olması güzel bir şey. Bir de yöneticinin “Ben Altyapı yatırımları, bir meyve ağacı dikip 5-6 sene onun meyvesini almayı beklemeye benziyor. • Uyum aşamasına kimse bakmıyor! Kimse bakmıyor! Arsen Wenger 15 yıldan fazla Arsenal’in hocası. Geçenlerde mesela Yılmaz Vural Gençlerbirliği ile anlaştı, 1 maça çıktı ve yenilince görevine son verildi. Orada da bazı önlemler almak lazım: Bir takım bir sezonda ikiden fazla hoca çalıştıramaz, bir hoca ikiden fazla yere gidemez gibi şeylerle zorlamak lazım. Hatta mücbir bir sebep yoksa, Allah korusun hastalık ölüm yoksa sezona başlayan hoca ile bitirmelidir. Hem hocalara saygınlık kazandırır, hocalara güven verir; hem de kulüp başkanlarının hocalar üzerindeki, varsa, tahakkümünü ortadan kaldırır. “Seni atarım, seni gönderirim” diyemez! • Savaşçı bir futbol gönüllüsü yönetici olarak, birikimlerini futbol ve yetenek alanına aktarmak isteyen yönetici adaylarına tavsiyeleriniz neler? Hakarete tahammül edebilmek, çünkü herkesi aynı anda memnun edemezsiniz. Yolda gezerken size sarılıp fotoğraf çektiren olabileceği, imza alabilecekleri gibi size olmadık küfürleri de edebilirler. Bu küfürleri duyabilmeniz ve kulak ardı edebilmeniz lazım. Yöneticilik, taraftarlıktan daha zor bir iş, çünkü taraftar olarak beğenmediğinizde bağırır, çağırırsınız. Ama yönetici olarak buraya belirli bir dönem için geldim, ömür boyu burada değilim; olmam da yanlış olur, arkamdan gelenlere yer açayım, yeni gelenlere tecrübemi aktarayım” diyecek kadar komplekslerini en aşağı seviyeye indirmiş olmaları lazım. • Bilimsel bir merkez, bir enstitü veya farklı bir oluşum! Sadece gözleme ve şansa bırakılan bir yetenek keşfi mi, artan maliyetler mi, yoksa bilimsel temelli bir şeyler yapmanın zamanı geldi mi? Dünya örnekleriyle kıyaslayarak özetleyebilir misiniz? Zamanı geçti! Yurtdışındaki önemli, büyük takımların bir futbolcuyu 2-3 sene izleyip almadığını biliyorum. Scout ekibi var, gidiyorizliyor, rapor tutuyor, uğraşıyor; 1 ay 1 sene değil, 3 sene sonunda “Bu bize yaramaz” diyor. Demek ki bilimsel, kapsamlı bir izleme-gözleme hakikaten çok önemli. Banttan futbolcu izleyip alalım, son maçına gidip bakalım. Nasıl oynuyor?” falan olmasından dolayı menajerler öyle şeyler geliştirmişler ki zamanında özellikle Brezilya’da, arkadaşları “Bu adam pazarlanacak” diye öyle güzel yardımlaşma yapıyorlar ki, takdir etmiyor değilim; oyunda parlatacak düzenler bile kurulmuş. O yüzden uzun yıllar incelemek lazım. Aile yapısını, geldiği yeri, özel hayatındaki sorunları bilmek lazım. Bilirsiniz, Brezilya’da yol kenarlarında, açıkta mahalleler vardır, açıkta insanlar yaşar; bunlara Favela derler. Fakir çocuklar; kabiliyet varsa refaha ermenin en kolay yolu okuyup mühendis, işadamı falan olmaktansa kestirme yoldan futbolcu olarak çok paralar kazanmak! İsmini vermeyeceğim B İ R YETENEK KA Ş İ F İ D İ R