bunları göstermek için dansı kullandı. İnsanoğlu
Bugün Arjantin’den çıkan Tango, Küba’dan
taptığı şeylere onunla seslendi, vücutlarıyla ona
çıkan Salsa, Dominiklerden çıkan Bachata, bir
şükür ettiler. İnsanlar kendi kültürlerince kendi
Amerikan Popüler Kültürü olan R&B Hip-Hop,
hareketleriyle ve kendi vücutlarıyla dans ettiler.
İspanyol kültürü olan Flamenco, modern Avrupa
Yani dans hayatın bir taklidi idi. Savaş önceleri,
Kültürü olan Bale, milyonlarca insan tarafından
önemli törenler, kutsal danslar, cenazeler gibi
profesyonel anlamda veya hobi olarak icra
zaman dilimlerinde her şey için belli başlı adımlar
edilmekte ve türler ve öğretiler iç içe girmiş ve
oluşturuldu, düzenlendi ve böylece ilkel ritimden
Dans çok renkli bir endüstri kolu hâline gelmiştir.
müzik doğmuş oldu. Zaten bundan hemen sonra
Hal böyleyken akıllara şu soru geliyor; “Bu kadar
da hızla başka sanatsal eylemler ortaya çıkmaya
insan dans ediyorsa, dans edebiliyorsa, ben neden
başladı. Peki bu eylemler ortaya çıkarken, insanlar
etmiyorum, edemiyorum? Yoksa ben yeteneksiz
yeteneğine göre mi hareket ediyorlardı?
miyim?”
Peki nedir yetenek? Bir kimsenin bir şeyi anlama,
Bu sorunun cevabını şu şekilde vermek
yapabilme ya da bir etkiyi alabilme yeterliliği, gücü
mümkündür. Yetenek doğuştan gelen ve
olarak karşılık bulur bu sözcük. Yaklaşık 4000 yıllık
geliştirilebilir yetenek olarak 2’ye ayrılır. Ama yine
geçmişi olan dans, o zamanlarda sergilenirken
burada bir fark bulunmaktadır. Kişinin doğuştan
acaba insanlar yetenekli veya yeteneksiz olarak mı
yeteneği de olsa, yine bunu o şeye girişmeden,
ayrılıyorlardı yoksa bu olağanüstü bir mekanizma
denemeden bilebilmesi, anlayabilmesi mümkün
örneği olan insan vücudunun bireysel olarak
değildir. O zaman da bu yetenek onunla birlikte
tanrılara şükranlarını sunmasının bir karşılığı olarak
hiç değerlendirilmeden mezara giderek son bulur.
herkesçe mi yerine getiriliyordu?
Bu sebepten kişi sevdiği ve yapmak istediği
Şartlar zamana göre elbette farklılık gösterir
şeye hiç korkmadan deneyerek başlamalı ve
bu anlaşılabilir bir durum. Ama o zamanlar bile
sabrederek, zaman ayırarak çalışmalı, gayret
herkes tarafından, kimsenin ne düşündüğü
göstermeli ve bu emeğin karşılığını alacağı
önemsenmeden ortaya çıkan dans eylemleri,
zamanı heyecanla beklemelidir. Dans, sonsuz bir
bugünkü koşullarda ortaya çıkan sosyokültürel
ummandır. Bu işin sonu yoktur. Çalışılan her günün
bağlamdaki eleştiri, ego, hırs, beğenilmeme
bir önceki günden daha iyi olması da kuşkusuz
korkusu gibi kavramlar yüzünden çoğu insan hatta
fark edilmese de bir gerçektir. Ama bu dönem,
yetenekli yeteneksiz fark etmeden, yeteneğin
kimi zaman meşakkatli, sancılı, kimine göre hiç
farkında olmayan birçok insan tarafından göz ardı
ilerlenmeyen bir süreç olarak da algılanabilir. Ama
edilmektedir. İlk medeniyetlerde tamtamlarla,
dans vücutla yapılıyorsa, o vücudun yapılan şeye
üflemeli çubuklarla, sonrasında davullarla, çanlarla,
alışması, onu terbiye etmek, o disipline sokmak,
zillerle, zaman geçtikçe birbirinden değişik
zaman geçtikçe ortaya çıkan bir durumdur. Yetenek
enstrümanlarla Uzak Doğu, Orta Doğu, Afrika,
kimi insanların belki ilk seferde bir şeyi algılayıp
Avrupa, Amerika’ya kadar her coğrafyada yer
yapabilmesi, kimilerinin ise beş, on belki de
bulan bu eylem bugün sosyal hayatın bir gerekliliği
ellinci sefer denemesinden sonra yapabilmesiyle
haline gelmiş, belirli bir kalıba sığdırılamayacak
alakalı bir durumdur. Bu da algı ile alakalıdır.
kadar önemli bir etkinlik halini almıştır.
Kısacası kimisi çok kolay kimisi de biraz zor
68