TALENTPOLİTAN 1 | Page 68

bunları göstermek için dansı kullandı. İnsanoğlu Bugün Arjantin’den çıkan Tango, Küba’dan taptığı şeylere onunla seslendi, vücutlarıyla ona çıkan Salsa, Dominiklerden çıkan Bachata, bir şükür ettiler. İnsanlar kendi kültürlerince kendi Amerikan Popüler Kültürü olan R&B Hip-Hop, hareketleriyle ve kendi vücutlarıyla dans ettiler. İspanyol kültürü olan Flamenco, modern Avrupa Yani dans hayatın bir taklidi idi. Savaş önceleri, Kültürü olan Bale, milyonlarca insan tarafından önemli törenler, kutsal danslar, cenazeler gibi profesyonel anlamda veya hobi olarak icra zaman dilimlerinde her şey için belli başlı adımlar edilmekte ve türler ve öğretiler iç içe girmiş ve oluşturuldu, düzenlendi ve böylece ilkel ritimden Dans çok renkli bir endüstri kolu hâline gelmiştir. müzik doğmuş oldu. Zaten bundan hemen sonra Hal böyleyken akıllara şu soru geliyor; “Bu kadar da hızla başka sanatsal eylemler ortaya çıkmaya insan dans ediyorsa, dans edebiliyorsa, ben neden başladı. Peki bu eylemler ortaya çıkarken, insanlar etmiyorum, edemiyorum? Yoksa ben yeteneksiz yeteneğine göre mi hareket ediyorlardı? miyim?” Peki nedir yetenek? Bir kimsenin bir şeyi anlama, Bu sorunun cevabını şu şekilde vermek yapabilme ya da bir etkiyi alabilme yeterliliği, gücü mümkündür. Yetenek doğuştan gelen ve olarak karşılık bulur bu sözcük. Yaklaşık 4000 yıllık geliştirilebilir yetenek olarak 2’ye ayrılır. Ama yine geçmişi olan dans, o zamanlarda sergilenirken burada bir fark bulunmaktadır. Kişinin doğuştan acaba insanlar yetenekli veya yeteneksiz olarak mı yeteneği de olsa, yine bunu o şeye girişmeden, ayrılıyorlardı yoksa bu olağanüstü bir mekanizma denemeden bilebilmesi, anlayabilmesi mümkün örneği olan insan vücudunun bireysel olarak değildir. O zaman da bu yetenek onunla birlikte tanrılara şükranlarını sunmasının bir karşılığı olarak hiç değerlendirilmeden mezara giderek son bulur. herkesçe mi yerine getiriliyordu? Bu sebepten kişi sevdiği ve yapmak istediği Şartlar zamana göre elbette farklılık gösterir şeye hiç korkmadan deneyerek başlamalı ve bu anlaşılabilir bir durum. Ama o zamanlar bile sabrederek, zaman ayırarak çalışmalı, gayret herkes tarafından, kimsenin ne düşündüğü göstermeli ve bu emeğin karşılığını alacağı önemsenmeden ortaya çıkan dans eylemleri, zamanı heyecanla beklemelidir. Dans, sonsuz bir bugünkü koşullarda ortaya çıkan sosyokültürel ummandır. Bu işin sonu yoktur. Çalışılan her günün bağlamdaki eleştiri, ego, hırs, beğenilmeme bir önceki günden daha iyi olması da kuşkusuz korkusu gibi kavramlar yüzünden çoğu insan hatta fark edilmese de bir gerçektir. Ama bu dönem, yetenekli yeteneksiz fark etmeden, yeteneğin kimi zaman meşakkatli, sancılı, kimine göre hiç farkında olmayan birçok insan tarafından göz ardı ilerlenmeyen bir süreç olarak da algılanabilir. Ama edilmektedir. İlk medeniyetlerde tamtamlarla, dans vücutla yapılıyorsa, o vücudun yapılan şeye üflemeli çubuklarla, sonrasında davullarla, çanlarla, alışması, onu terbiye etmek, o disipline sokmak, zillerle, zaman geçtikçe birbirinden değişik zaman geçtikçe ortaya çıkan bir durumdur. Yetenek enstrümanlarla Uzak Doğu, Orta Doğu, Afrika, kimi insanların belki ilk seferde bir şeyi algılayıp Avrupa, Amerika’ya kadar her coğrafyada yer yapabilmesi, kimilerinin ise beş, on belki de bulan bu eylem bugün sosyal hayatın bir gerekliliği ellinci sefer denemesinden sonra yapabilmesiyle haline gelmiş, belirli bir kalıba sığdırılamayacak alakalı bir durumdur. Bu da algı ile alakalıdır. kadar önemli bir etkinlik halini almıştır. Kısacası kimisi çok kolay kimisi de biraz zor 68