TALENTPOLİTAN 1 | Page 67

ONURHAN ATEŞLİ durma yeteneğini hayata geçir... İnsanoğlunun en büyük tabularından biridir bir şeyi yapamama, becerememe korkusu… Hele ki bu iş el, kol, vücut koordinasyonu gerektiren herhangi bir sporla, enstrüman çalmayla veya dans etmeyle alakalı olduğunda ise en büyük kalkanımızı kaldırırız; “Benim ona yeteneğim yok, yapamam, beceremem.” Genel çevreye de yayarsak eğer, bu iş daha ilginç bir hal almaya başlar. “Komşular ne der, çevremde kimse yapmıyor, ben yaparsam acaba hakkımda ne düşünürler v.s” Halbuki yapmak istediğimiz şeye yeteneğimiz olup olmadığını bilmeden, olmasa da uğraşarak, çalışarak o işi becereceğimiz boyutunu hiçe sayarak bir anlık düşünce olarak aklımıza gelir ve gider. Ya yetenekliysek ve bunun farkında değilsek…? Bu süreç de böyle uzar, gider… Bu yazıda ise ben size işin dans boyutundan bahsedeceğim. Dans, insanlık tarihinin ilk sanat eylemi olarak ortaya çıkmıştır. İnsanoğlu duygularını sözle ifade etmeden önce dans etmiştir. O zamanki koşullarda dansa iştirak eden ritimdi. İlkel insana göre ise ritim bir çeşit dildi. İlkel insanı öncelikle kutsal inançları dans etmeye yöneltti ve zamanla bir dua haline geldi. Günlük yaşamlarını, avcılık, mücadele, Dans, insanlık tarihinin ilk sanat eylemi olarak ortaya çıkmıştır. hasat, savaş, iklim, mevsimler, doğum, ölüm, sevinç, keder… Hepsi bir şekilde tanrılara ulaşma gereksinimini ortaya çıkardı ve insanları törenler düzenlemeye itti. İnsanlar duygularını anlattı ve B İ R YETENEK KA Ş İ F İ D İ R