bir yazar olarak anlatmak istediğiniz daha ne
tür hikayeler var?
Her zaman sıradan insanın gündelik hayatıyla
ilgilendim. Kendim, etrafım, Anadolu. Hayat
dayanılmaz güzel, zamanın geri dönmez ilerleyişini
gözlemlemek hüzünlü.
• Üsküdar! Üç imparatorluğa ev sahipliği yapan
İstanbul’da, hatta dünyada güneşin en güzel
battığı eşsiz konum. Tütün deposuyla, Hacı
Baba’sıyla, balıkçı barınaklarıyla eski Üsküdar ve
günümüz Üsküdar’ını kıyaslar mısınız?
Üsküdar doğduğum yer, her şeyi orada yaşadım.
Zamanın tuhaf bir biçimde başka başka çağları
aynı anda çağrıştırdığı, hala mahalle yaşantısının
sürdüğü, herkesin birbirini tanıdığı yerlerde geçti
çocukluğum, ilk gençliğim. Bugün de yer yer bu
özelliklerini koruyor ama çok şey değişti maalesef.
Her şeyden önce Üsküdarlının denizle bağı kesildi.
Karmaşa hakim oldu, trafik vs.
• Gençlik, deneyimlerin rehberliğiyle daha hızlı
yol alabilir. Gençlere verebileceğiniz en öenmli
öğütleriniz neler olurdu?
Bence herkes önce kendine inansın ve çok çalışsın.
Okumayan, izlemeyen, gözlemlemeyen, merak
etmeyen insandan ne oyuncu olur, ne yönetmen.
Gerisi boş.
• Yetenek sizce nedir? Yeni yeteneklerin keşfi
yapılabiliyor mu sizce? Veya doğru yeteneklere
şans veriliyor mu? Yani kriterler neler?
Çok gaddar bir piyasamız var, evet ama gündelik
değerlendirmelerle bakılacak bir mesele değil
bu. Önemli olan yolda olmak, yetenek tek
başına önemli değil. Sergen demiş ki ‘Koşsaydım
Her şey bir at almakla
başladı, ama sonra bütün
hayatımız at oldu.
B İ R YETENEK
KA Ş İ F İ D İ R