TALENTPOLİTAN 1 | Page 53

bir yazar olarak anlatmak istediğiniz daha ne tür hikayeler var? Her zaman sıradan insanın gündelik hayatıyla ilgilendim. Kendim, etrafım, Anadolu. Hayat dayanılmaz güzel, zamanın geri dönmez ilerleyişini gözlemlemek hüzünlü. • Üsküdar! Üç imparatorluğa ev sahipliği yapan İstanbul’da, hatta dünyada güneşin en güzel battığı eşsiz konum. Tütün deposuyla, Hacı Baba’sıyla, balıkçı barınaklarıyla eski Üsküdar ve günümüz Üsküdar’ını kıyaslar mısınız? Üsküdar doğduğum yer, her şeyi orada yaşadım. Zamanın tuhaf bir biçimde başka başka çağları aynı anda çağrıştırdığı, hala mahalle yaşantısının sürdüğü, herkesin birbirini tanıdığı yerlerde geçti çocukluğum, ilk gençliğim. Bugün de yer yer bu özelliklerini koruyor ama çok şey değişti maalesef. Her şeyden önce Üsküdarlının denizle bağı kesildi. Karmaşa hakim oldu, trafik vs. • Gençlik, deneyimlerin rehberliğiyle daha hızlı yol alabilir. Gençlere verebileceğiniz en öenmli öğütleriniz neler olurdu? Bence herkes önce kendine inansın ve çok çalışsın. Okumayan, izlemeyen, gözlemlemeyen, merak etmeyen insandan ne oyuncu olur, ne yönetmen. Gerisi boş. • Yetenek sizce nedir? Yeni yeteneklerin keşfi yapılabiliyor mu sizce? Veya doğru yeteneklere şans veriliyor mu? Yani kriterler neler? Çok gaddar bir piyasamız var, evet ama gündelik değerlendirmelerle bakılacak bir mesele değil bu. Önemli olan yolda olmak, yetenek tek başına önemli değil. Sergen demiş ki ‘Koşsaydım Her şey bir at almakla başladı, ama sonra bütün hayatımız at oldu. B İ R YETENEK KA Ş İ F İ D İ R