oynamaya karşı bir oyunculuk
öğrencisiydim. Kesinlikle
reddediyordum dizide oynamayı.
Ankaralılar olarak televizyonu,
İstanbul’u reddediyordum.
Üniversiteden mezun olduğum
sene çok kıymetli Devrim Yakut
hocam, bir bağlantısı vardı. 2
haftalık bir şey, oyuncu arıyorlarmış
hocam beni aradı: “Biliyorum
istemiyorsun böyle bir şey, bak
tiyatro yapıyorsun; bir harçlık olur,
deneyim olur; git bakalım; en
azından bir görüşmeye git, beni
kırma” dedi. “Madem istiyorsunuz,
görüşmeye giderim” dedim.
Gittim görüşmeye. 8-9 bölüm
diye girdim, yaklaşık 350 bölüm
sürdü günlük dizi ayarında. 2 sene
dizinin her yerinde oynadım ve
bir anda kendimi televizyonda
buldum istemememe rağmen.
Ankara günlük dizisi olduğu için
Ankara’daydık; televizyonda
olmaya da alışıyorsunuz tabii.
Televizyonda olmanın bir anlamda
tiyatro yapmama daha çok katkı
yaptığını fark ettim. Neden? Çünkü
para kazanıyorsun; o kanaldan
devam ettim. Bu, İstanbul’a
gelmeden önceki aşama. Bir süre
İstanbul’a gelmeyi de reddettim.
Sonra! Buradayım...
B İ R YETENEK
KA Ş İ F İ D İ R