TALENTPOLİTAN 1 | Page 117

erdemdedir, doğruluktadır. Derin istatistiklere falan gerek yok, çevrenize bakın, ülkemizin ve dünyamızın nasıl hızla fakirleştiğini görürsünüz. Sanat toplumları zenginleştirir oysa. Güzele, estetik olana yönlendirir, mutlu kılar. Birbirini anlamaya çalışan insanların yaşadığı barışçıl bir dünya kurulmasına destek olur. Kötü günlerde sanata sığınır ileri toplumlar, işte tam olarak bu yüzdendir. • İşin felsefesinden biraz da günümüze, güncele gelirsek şu an neler yapıyorsunuz, yürüttüğünüz ve hayata geçirmek istediğiniz projeler neler? Tiyatro Keyfi’nin yeni projeleriyle uğraşıyorum. Nesimi Kaygusuz’un yönettiği Ted Bundy’nin provalarındayız. Kosta Kortidis yazdı, Orhan Kılıç ve ben oynuyoruz. Hemen ardından Gonca Vuslateri’nin Camille Claudel’i oynayacağı Taşın Kalbi’nin provalarına giriyoruz. O da son dönemin en iyi yerli yazarlarından Kosta Kortidis’in. İki eserin de ilk sergilenişleri olacak. Tiyatro Keyfi’nin ilkelerinden biri bu zaten; ülkedeki ilk sergilenişleri yapmak. Çoğu kez dünyadaki ilk sergilenişler de oluyor. • Yurtdışı ile ilişkili çalışmalarınızdaki gözlemleriniz neler? Dünya nereye gidiyor, biz neredeyiz; prodüksiyonda dünya ile rekabet edebilmek için neler yapılmalı, eksiklerimiz neler? Bireysel çalışmalar çok önemli. Sanat bireysel bir iştir sonuçta. Hayatı, doğumu, ölümü nasıl çözemiyoruz, tiyatro da öyle. Öğrenme bitmez, ölene dek öğrenciyiz biz. Yabancı dil şart bir kere, yoksa yerel kalırsınız. İzlemek, okumak, gezmek, görmek, tanışmak, süreklilik… Hayatın içinde olmalı tiyatrocu, köküne kadar yaşamalı. Halktan kopuk, sanal bir fanusun içinde ben B İ R YETENEK KA Ş İ F İ D İ R