teknik, duyguyla dolmak zorunda. Azerbaycan’da
prömiyer olurdu; tüm salonlar tıklım tıklım olurdu.
özellikle Rus tiyatrosunun etkisi vardır;
Oralardan buralara nasıl geldik? Gerçekten benim
Türkiye’de de Almanlar’ın etkisi var ve maalesef
de ilgimi çeken, merak uyandıran bir soru. Sanat
Devlet Tiyatroları’nın ve o eğitimden geçen
anlamında ülkemizde derin bir kan kaybı var. Bunu
insanların ülkelerinden biraz kopuk yaşadıklarını
açık yüreklilikle söylemek lazım.
düşünüyorum, Alman ekolünden geldikleri için.
Özel tiyatrolarla ilgili devletin müspet bir politikası
Bunun daha değişik olması lazım. Farklar duygular
yok. Bir biletten alınan vergi yüzde 40’lara
ve oynama şekli. Alman soğuktur, donuktur;
varıyor. O kadar çok vergi var ki, tiyatroyu ayrı
ağlayamaz bile… Duygularını ifade etmek için
tutamıyor devlet. Tiyatro eğlence ama sadece
konuşmak yetmez, el kol sallamamız lazım. Akdeniz
eğlence sektörü değil. Öğretici, eğitici başka
dünyası, Ortadoğu ve soğuk Batı dünyası! Çok
bir durum var tiyatroda. Bunların birbirinden
büyük farklar var, olaylara yaklaşım farklı. Her şeye
ayrılması lazım; biz gazino ile, barla, konserle aynı
çok farklı yaklaşıyoruz. Biz Türkler her şeye ateşli
değiliz. Bu ülkede konservatuarlar var ve oyuncu
yaklaşırız, duygularımızı ön plana çıkarırız; Alman,
yetiştiriyorlar. Fakülteler, üniversiteler var ve hala
beynini, zekasını, mantığını ön plana çıkartır. Bu
devlet tarafından yetiştirilen çocukların meslekleri
farklar daha çok yaşam tarzımızdan kaynaklanıyor.
meslekten sayılmıyor. Derin uçurumlar, derin
-
sıkıntılar var burada. Almanya’da bu bir meslek,
Ülkemizin tiyatroda yaşadığı sorunlar ile
batı tiyatrosunun sorunlarını kıyaslar mısınız?
hepsinin sendikası vardır. Her önüne gelen de
Kıyaslamak çok isterdim ama ülkemizde neredeyse
oyuncuyum diyemez. Bir sendika bakar: nerede
tiyatro kalmadı. Kıyaslanacak bir şey olduğunu
eğitim aldın, nerede oynadın. En azından devletin
düşünmüyorum. Adamlar gerçekten tiyatrosuna,
tanıdığı bir tiyatroda 3 sene oynamışsan sendikaya
sanatına çok sahip çıkıyor. Avrupa kültürünün
katılabilirsin. Öyle kolay kolay da olmaz, senden
temel taşlarından biridir sanat ve bundan
kriterler ister. Orada sanatçı kendini koruyabiliyor.
asla vazgeçmezler. Bizim ülkemizde çok kolay
Ülkemizde sanatçılar “Sizde mi birleşelim, bizde
vazgeçilebiliyor. Ülkemizde sanatın fazla bir yeri
mi birleşelim?” sanatçı kelimesini sevmiyorum,
olduğuna inanmıyorum. Bu kadar da acı!
oyuncu arkadaşlarımızın da burada hatası var.
• Hızlı tüketim kültürü sanatta da kendini
Sağ kesimin oyuncuları, sol kesimin oyuncuları!
hissettiriyor. Sanat endişesi ile hareket etmenin
Dünyanın hiçbir yerinde bizde olduğu kadar ayırım
zorlukları neler sizce?
yok. Ortak bir noktada bulaşamıyorlar. Birbirlerini
İnsan tabii ki endişe duyuyor. Tiyatro yapıyorsunuz,
kategorize ediyorlar. Bizim kendi kendimize
insanlar artık tiyatroya gelmekten korkuyorlar.
yaptığımız düşmanlığı, düşmanımız bize yapamaz.
Ülkenin durumuyla alakalı biraz. Patlamalar,
Kendi kendimizle kavga etmekten maalesef adım
terör olayları. Özgün tiyatromuz çok az. Kültürel
atamıyoruz.
anlamda kan kaybı yaşıyoruz. Büyüklerimden
• Türkiye’deki sanat ve tiyatro eğitimi ile ilgili
dinliyorum. 60’lı, 70’li yılları yaşayan büyüklerimiz.
görüşleriniz neler?
Derler ki 60’lı yıllarda Beyoğlu’nun her tarafında
Burada eğitim almadığım için bilemiyorum ama
tiyatro vardı ve İstanbul’da bir akşamda 40’a yakın
okuldan gelen eğitim almış arkadaşlarım var. Çok
fuzuli şeyler olduğunu düşünüyorum. İnşallah
108