TALENTPOLİTAN 1 | Page 108

teknik, duyguyla dolmak zorunda. Azerbaycan’da prömiyer olurdu; tüm salonlar tıklım tıklım olurdu. özellikle Rus tiyatrosunun etkisi vardır; Oralardan buralara nasıl geldik? Gerçekten benim Türkiye’de de Almanlar’ın etkisi var ve maalesef de ilgimi çeken, merak uyandıran bir soru. Sanat Devlet Tiyatroları’nın ve o eğitimden geçen anlamında ülkemizde derin bir kan kaybı var. Bunu insanların ülkelerinden biraz kopuk yaşadıklarını açık yüreklilikle söylemek lazım. düşünüyorum, Alman ekolünden geldikleri için. Özel tiyatrolarla ilgili devletin müspet bir politikası Bunun daha değişik olması lazım. Farklar duygular yok. Bir biletten alınan vergi yüzde 40’lara ve oynama şekli. Alman soğuktur, donuktur; varıyor. O kadar çok vergi var ki, tiyatroyu ayrı ağlayamaz bile… Duygularını ifade etmek için tutamıyor devlet. Tiyatro eğlence ama sadece konuşmak yetmez, el kol sallamamız lazım. Akdeniz eğlence sektörü değil. Öğretici, eğitici başka dünyası, Ortadoğu ve soğuk Batı dünyası! Çok bir durum var tiyatroda. Bunların birbirinden büyük farklar var, olaylara yaklaşım farklı. Her şeye ayrılması lazım; biz gazino ile, barla, konserle aynı çok farklı yaklaşıyoruz. Biz Türkler her şeye ateşli değiliz. Bu ülkede konservatuarlar var ve oyuncu yaklaşırız, duygularımızı ön plana çıkarırız; Alman, yetiştiriyorlar. Fakülteler, üniversiteler var ve hala beynini, zekasını, mantığını ön plana çıkartır. Bu devlet tarafından yetiştirilen çocukların meslekleri farklar daha çok yaşam tarzımızdan kaynaklanıyor. meslekten sayılmıyor. Derin uçurumlar, derin - sıkıntılar var burada. Almanya’da bu bir meslek, Ülkemizin tiyatroda yaşadığı sorunlar ile batı tiyatrosunun sorunlarını kıyaslar mısınız? hepsinin sendikası vardır. Her önüne gelen de Kıyaslamak çok isterdim ama ülkemizde neredeyse oyuncuyum diyemez. Bir sendika bakar: nerede tiyatro kalmadı. Kıyaslanacak bir şey olduğunu eğitim aldın, nerede oynadın. En azından devletin düşünmüyorum. Adamlar gerçekten tiyatrosuna, tanıdığı bir tiyatroda 3 sene oynamışsan sendikaya sanatına çok sahip çıkıyor. Avrupa kültürünün katılabilirsin. Öyle kolay kolay da olmaz, senden temel taşlarından biridir sanat ve bundan kriterler ister. Orada sanatçı kendini koruyabiliyor. asla vazgeçmezler. Bizim ülkemizde çok kolay Ülkemizde sanatçılar “Sizde mi birleşelim, bizde vazgeçilebiliyor. Ülkemizde sanatın fazla bir yeri mi birleşelim?” sanatçı kelimesini sevmiyorum, olduğuna inanmıyorum. Bu kadar da acı! oyuncu arkadaşlarımızın da burada hatası var. • Hızlı tüketim kültürü sanatta da kendini Sağ kesimin oyuncuları, sol kesimin oyuncuları! hissettiriyor. Sanat endişesi ile hareket etmenin Dünyanın hiçbir yerinde bizde olduğu kadar ayırım zorlukları neler sizce? yok. Ortak bir noktada bulaşamıyorlar. Birbirlerini İnsan tabii ki endişe duyuyor. Tiyatro yapıyorsunuz, kategorize ediyorlar. Bizim kendi kendimize insanlar artık tiyatroya gelmekten korkuyorlar. yaptığımız düşmanlığı, düşmanımız bize yapamaz. Ülkenin durumuyla alakalı biraz. Patlamalar, Kendi kendimizle kavga etmekten maalesef adım terör olayları. Özgün tiyatromuz çok az. Kültürel atamıyoruz. anlamda kan kaybı yaşıyoruz. Büyüklerimden • Türkiye’deki sanat ve tiyatro eğitimi ile ilgili dinliyorum. 60’lı, 70’li yılları yaşayan büyüklerimiz. görüşleriniz neler? Derler ki 60’lı yıllarda Beyoğlu’nun her tarafında Burada eğitim almadığım için bilemiyorum ama tiyatro vardı ve İstanbul’da bir akşamda 40’a yakın okuldan gelen eğitim almış arkadaşlarım var. Çok fuzuli şeyler olduğunu düşünüyorum. İnşallah 108