Güzel bir altyapı vermişler. Oyunculuğumu da
Dünya starlarına, Hollywood starlarına sorun,kimse
orada aldığım eğitime dayandırıyorum. Yaş
oyuncu olarak ben maksimuma ulaştım diyemez.
ilerledikçe daha iyi anlıyorum.
Çünkü oyuncu biraz arsızdır, roller konusunda.
• İlk tiyatro oyununuzla “en iyi erkek oyuncu”
Dünya starı Robert De Niro mesela, oynamadığı
ödülünü almak işinizi zorlaştırdı mı? Gerisi nasıl
rol yok, komedide oynuyor. Gençliğinde çok az
geldi?
oynadı bunu, artık kendini eğlendiriyor. Yeni tatlar,
En iyi erkek oyuncu ödülünü tiyatroda okuldan
yeni maceralar bitmiyor, çünkü dünyada oynanacak
sonra aldım. Televizyonda almış olduğum bir
o kadar karakter var ki! Bir oyuncunun ömrü buna
ödül yok. Televizyonda Türkiye’de ünlü oldum.
yetmez.
Almanya’da tiyatro oynuyordum. Daha çok şöyle
• İki kültürü de yakından tanıyorsunuz. Bir
bir şeydi: tiyatronun destekleyicisi insanlar olan
kültür elçisi olarak kültür transferinin gerçekleri,
eleştirmenler ve halktan birileri gelirler, geçen
zorlukları hakkında neler söylersiniz?
sezonu aralarında değerlendirirler ve oradan
Ben kendimi kültür elçisi olarak görmüyorum. Ne
seçerler. Sağ olsunlar, beni seçtiler. Dolayısıyla bu
Almanya’nın ne de Türkiye’nin kültür elçisiyim.
sadece teşvik gibi bir şey, başkası da olabilirdi.
Böyle bir sorumluluğu da üzerime almak istemem.
O sezon 7 tane ayrı oyunda, ayrı ayrı karakterleri
Çünkü ben tek başına savaşan bir oyuncuyum.
oynamıştım. Tiyatroda değişen bir şey olmuyor,
Devletten bana verilmiş bir paye de yok “sen bizim
sen orada çalışan bir oyuncusun ve her zaman
kültür elçimiz ol” diye! Elçilik olayı inandığım bir
iyi performans göstermek zorundasın. 2 sene
şey değil. Sanatçıların örnek insan olması gerekir
çalıştıktan sonra Türkiye’ye geldim.
sözüne de asla inanmıyorum. Bunu da araya
• Kazandığınız başarıyı kaybedersem korkusu
sıkıştırayım. Bana çizilmiş kader çerçevesinde şöyle
yaşadınız mı?
bir şeye sahibim: Almanya’da doğdum büyüdüm,
Kendi yolunuzda yürüyorsunuz. Oyuncunun o
Türkiye’de de… İki kültürü de tanıyorum, çok
derdi hiç bitmiyor. Tiyatroda veya serbest çalışan
iyi tanıyorum. Çünkü Almanya’da ve Türkiye’de
bir insan olsun, ben şu an serbest çalışıyorum;
çalışıyorum, bu benim zenginliğim.
tiyatroda çalışınca aylık alıyorsun, hayatın garanti
Almanya ve Türkiye! İki tane birbirine zıt dünya.
altında. Ama ünlü olduktan sonra insanların
Türkiye’de olup da Ortadoğu insanı, mesela
beklentisi var ve tutunamamaktan korkuyorsun. İyi
Azerbaycan, Suriye, bizi çevreleyen Yunanistan,
şeyler oynamak istiyorsun. Oyuncunun kendiyle
Bulgaristan bile Türk kültürü sınırları içindedir,
kavgası hiçbir zaman bitmiyor. İyi olmak, daha
birbirine çok yakındır. Ama Almanya batı
iyi olmak, başka roller oynayabilmek, arzu ettiği
kültürünün belkemiği, batı kültürü diyorsak
rolleri veya arzu etmiyorsa teklif beklemek… Bu
Almanya bunu inşa eden kültür. Dolayısıyla
bitmez, tiyatroda da bitmez. Maksimumu yok,
ancak bir şey görebilirsin, öğrenebilirsin veya
bir oyunu bir karakteri oynarsın, o karakterin
ders çıkarabilirsin. Almanya’nın kültürünü buraya
maksimumuna ulaşırsın ama o orada kalır. Bir
getiremem, batı kültürünü Türkiye’ye getirmek
karakterin maksimumuna ulaşmak var. Bu mikroda
olmaz. Ama her zaman Alman ekolü diye bir şey
böyle. Bu macera bittikten sonra makroda yeni bir
vardır. Kendi ekollerini yaratmışlar. Türkiye de
ödev var, başka bir rol var karşında. Bu bitmiyor…
ekoller yaratabilecek bir ülke, o potansiyele sahip
106