Sürdürülebilir Kentleşme üzerine Dört Deneme Aug. 2014 | Page 26

Sorunların sosyal boyutuna gelecek olursak, yeni bir yasanın çıkmasıyla statü değişikliği yaşayan köyler üretim kapasitelerini yitirmiş, nüfuslarını kaybetmiş ve yok olmayla yüz yüze gelmiş durumdalar. Yerinden yönetim ve katılımcı süreç benimsenmediği için köy sakinleri de mevcut durumdan şikayetçiler. Resmi veya özel diğer yetkili birimlerin yaklaşımı sonucunda oluşan sorunlar 2004 yılında çıkan yeni düzenleme ile Temelli kentsel servislerini Büyükşehir Belediyesi aracılığıyla almaya başlayarak özerklik ve öz yönetim potansiyellerini kaybetmiştir. Bu değişimin beraberinde getirdiği problemlerin yansımaları planlama ve planlama-sonrası süreçlerde de kendini göstermektedir. Yerel ve bölgesel resmi yönetim organları kısıtlayıcı, indirgemeci, bürokratk ve anti-demokratikken, halk da problemlerden bihaber, bilinçsiz olarak tanımlanabilir. (Kural, 2007) Dolayısı ile iki taraf da süreci başarıyla yürütmek için yeterli özellikleri taşımamaktadır. Yetkililer bölge için bir vizyon yaratıp, bunu halka anlatacak durumda değildir. Çağdaş ve ortak bir vizyon olmaksızın da başarılı bir son ürün ortaya koymak pek mümkün değildir. Süreç boyunca taraflar arasında organizasyon, iletişim ve işbirliği kurulamamasından doğan sorunlar Planlamış ve kontrollü bir şekilde yürütülebilecek proje yönetim yöntemlerinin benimsenmemesi ile katılımcı bir anlayışın olmaması bu konudaki sorunların temelini oluşturur. Temelli sakinleri için sonucun tatmin edici bulunmamasında yetkililerin yerel sesleri dinleyip koordine etme yönündeki başarısızlıkları da etkili olmuştur. Süreçte yer alan kooperatifler, TOKĠ, Teknik Araştırma ve Uygulama Genel Müdürlüğü, Türk Konut gibi bileşenler arasında süregelen bir iletişim eksikliği bulunmaktadır.