SözŞehri 3. Sayı Apr. 2016 | Page 58

HİKAYE dini, sınavını büyütenler çoktur belki ama derdine uzaktan, çok uzaktan bakanlar da vardır. O kadar uzaktan bakar ki kendi derdine, çoğu zaman görmez bile onu. Kaybettiği bir eşya gibi, uzun zaman görmediği arkadaşı gibi, konusunu hatırlayamadığı kitap gibi gider hastane randevusuna. Kendi hayatını, iş başvurusu yapan birinin ‘’öz geçmişi’’ni yazarken kullandığı dil vâri üçüncü tekil şahıs gibi anlatır… Hayatını okuyacağınız kişi bu satırları dahi kıskandıracak biri. İşte Bedriye Abla ve dertleriyle, sıkıntılarıyla, karanlıkta, derinlerde kalmış insanlara ışık olacak hayat hikâyesi. Bedriye Abla, 1965 yılında Sivas’ta 10 çok güzel geçer çocukluk ve gençlik yılları. Elbette maddi sıkıntıları vardır ama dayanışma ve iş birliği de vardır hayatında. Gürültü, şamata, kargaşanın yanında düzen ve disiplinde vardır mesela. Lise bitince ara vermez eğitimine. Halk eğitim Merkezinde açılan kurslarla devam eder yoluna. da akmaya başlar. Ne zaman ki ağrıları dayanılmaz bir hal alır, o zaman doktora gider. Aradan uzun yıllar geçtiği için iltihap orda kemikleşmiş ve beyin zarına zarar vermeye başlamıştır. Menenjit olma riskine karşın ameliyat olur ve sağ kulağı tamamen alınmak zorunda kalır. Ne var ki küçükken yaşadığı bir olay, 24 yaşında hastane ve ameliyat masasıyla tanışmasına sebep olacaktır. İlkokuldayken okula görme engelli çocuklar gelir. Gözleri görmediği halde saz çalıp, şarkı söyleyen çocuklar öyle ilgisini çeker ki, onları görmek için sıradan bir adım yana kayar. Nöbetçi öğretmen arkadan gelerek iki 90 yılında babasının kanser hastası olduğunu öğrenirler. Destek olmak için her adımda, her aşamada babasının yanındadır. Babasıyla yine hastaneye gittiği bir gün, orada sürekli görüştüğü hemşire, Bedriye Abla’nın göğsünde bir sertlikten bahsetmesi üzerine onu muayene olması için zorlar. Göğsünden kitle alınan Bedriye Abla’nın da kanser olduğu ortaya çıkar. Soğuk mart ayında babasının tedavisine başlayan Bedriye Abla, aynı yılın ekim ayında artık kendisi için de gider üniversite hastanesine. Babasından aşina olduğu o hastane katı, doktorlar, hemşireler artık yabancıdır ve bir farklı görünür gözünde. Tek başına dişçiye gidemeyen insanların olduğu hayatta, o kanser hastası olarak tek başına mücadele verir. çocuklu bir ailede dünyaya gelir. Babası Mustafa Bey Tüdemsaş’ta çalışan bir işçi, annesi Anşe hanım ev hanımıdır. Baba Mustafa Bey, ailesinin sıkıntı yaşamaması için mesaisinden arta kalan zamanlarda inşaatlarda su tesisatçılığı yapar. Bedriye Abla, ‘’biz 1971’de ev aldık. O zamana kadar kiracı olduğumuzu hiçbir kardeş bilmezdik’’ diye anlatır, babasının fedakârlığını. İlkokulu Kızılırmak İlkokulu’nda, ortaokulu İmam Hatip’de, liseyi ise Kız Meslek Lisesi’nde tamamlar. Çok kardeşli olan herkes gibi 56 EKİM - KASIM - ARALIK 2015 kulağından tutup havaya kaldırır ve o \ۘYH