HİKAYE
beş parasız kalıyor. Sonunda okuma
sevdamız, her şeyin üstünde bir yıldız
gibi parlıyor.
***
Okulların açılmasına sayılı günler var.
Kapının önünde duran pikap, sanki
dilleniyor; “haydi gidiyoruz” diye. Bir
yanda umutlar bir yanda hüzün. Bütün istediklerimiz bir arada olmuyor ki.
Boyun eğiyoruz kadere. Fazla bir eşyamız yok zaten. Hemen doluyor pikap.
Muhtar emmi, konu komşu, çocuklar,
kediler, tavuklar, bahçedeki ağaçlar,
dallarında kuşlar hep birlikteyiz yine.
Herkesin yüzünde hüzünden bir parça. Dualar katmer katmer.
Yaşadığım güzel yıllar, oynamaya doyamadığımız oyunlar, acı tatlı hatıralar hepsi bir duvar gibi kenetleniyor
karşımda.
Ne olur, kesmeyin yolumuzu. Yol verin
geçelim. Okuyacağım, sizi unutmayacağım, sahipsiz bırakmayacağım, diyorum sessizce.
Arkadaşlarla tek tek vedalaşıyoruz.
Ağlamayan yok.
Ah çocuklar, böyle hep bir aradayken,
bir düğme oyunu daha oynayıversek,
demek geliyor bir anda içimden. Oynamaya doyamadığımız şu düğme
oyunu.
54 EKİM - KASIM - ARALIK 2015
Ortaya yine bir daire çizsek. Ortaya,
elimizdeki düğmeleri üst üste dizsek.
Bütün düğmelerim, dört delikli olsa.
Sonra dışarıdan sırayla vursak düğmeleri. Daireden çıkanları toplasak.
Bu sefer ben ütülmesem çocuklar. Bütün düğmeler benim olsa. Gidiyorum
nasılsa. Yok, canınız sıkılmasın, hepsini üttüm diye. Sonra hepinize eşit
dağıtsam. Gülüşseniz.
Yine “ sağol abi” deseniz. Yüzünüzdeki gülücükleri toplasam. Onlar hazinem olsa benim, hep saklasam.
yine bunları kullanırız, diyor.
Evimiz, bahçemiz, hayvanlarımız götüremediğimiz her şey önce Allah’a
sonra babaannemlere emanet. Babaannemin gözleri de ıslanmış, dudakları titriyor:
- Güle güle gidin, merak etmeyin iyi
bakarım evinize eşiğinize, diyor.
“Sütünüzü, yo '