SözŞehri 3. Sayı Apr. 2016 | 页面 51

BİYOGRAFİ karpuz kesince zarar etmiş bu işi de bırakmıştır” diye gülerek anlatırlar. Bu arada irşat faaliyetlerine devam eden Efendi Hazretleri, Yeni Camii yanında 1952 yılında Çorapçı Hanı’nın üst katında, han sahibi Muammer Somtaş’ın birkaç oda tahsis etmesiyle burayı vekale olarak kullanmıştır. Sohbetlerine uzun müddet bu handa devam etmiştir, başka şehirlerden ziyarete gelenleri burada ağırlar,hemen gidecek misafirleri ikramsız göndermek istemez, “Bir çökelek, ekmek yemeden gitmeyin evladım“ der, mutlaka sofra kurdurur, doyurmadan hiçbir misafiri yola çıkarmazlardı. Kadınlara ayrı saygı ve hürmet gösteren Efendi Hazretleri kadınların her yaptığına teşekkür eder, onları ayrı ayrı onurlandırırdı. Çocukların saygıda ve hürmette büyükler kadar nasibi olduğunu söyler, her güzel etkinlikte onları nasiplendirirdi. Cevher var iken pul neye yarar Aczini bilmeyen kul neye yarar Herkes bir yol tutturmuş gider Mevlaya gitmeyen yol neye yarar Atatürk dönemine de denk gelir yaşamı. Çok saygı duyar devlet başkanına, her çıkan kanuna ilk o uyar. Şapka devrimi gelir, kasket fötr takılacak, hemen emre itaat eder, kasketini kafasına takar. Ancak vekaleden içeri girerken şapkasını dışarıda çıkardığı ayakkabısının üstüne bırakır, içerde zikrini ibadetini yapar, çıkınca da tekrar başına takardı. Sebebini şimdilerde anladıkça hayranlığımız artıyor. Çünkü devlet bekasında hiyerarşi şarttır. Emre itaat olmayan yerde nizam olmaz, emre itaat eder, ancak şapkayı tasvip etmez. İbadette sadece Allah’ın kuralları geçerlidir, o da öyle yapar. Çünkü… şefkatini merhametini anlatırken, “eyvallah” der başka söze hacet duymazlardı dinleyenler. “Kardeşlerim” derdi her sohbetinin başında “kardeşlerim”… Çünkü kardeştir Müslümanlar, çünkü sözün en güzelidir kardeşlik. Birisi şikayet etse kardeşini, hemen uyarır derdi ki ” “ Hüsn-ü zan velayettir, su-i zan cinayettir, kardeşine su-izanda bulunma.” Vatanını sever, yaşadığı şehrin manevi güzelliklerine önem verir, olmadık işleri azami gayretle oldurmaya çalışırdı. Yaşadığı yıllarda ekonominin zor günlerinde Ulu Camii gibi bir Camii’nin tadilatı, imam hatip okulunun yapılması, Sofu Yusuf Camii’nin ve kuran kurslarının ihtiyaçları için takvim bastırıp, satılması ile de yakından ilgilenir … Yağmurun getirdiği bereket misali geçtiği yerde güller açtıran efendidir o, güller şehrinin Resulullah efendimizin son fidanlarındandır o, soğuk Sivas’a Medine’nin sıcağını getirendir o, efendilerin efendisin emanetlerinden Ehli Beyt’tendir o. Bizimdir bizdendir adı gibi İsmail. Topuğunu yere vurup Zemzem çıkaran adı gibi. Sivas’ın da