DOSYA
EMRE BOSTANCIOĞLU
Komşu Sesleri
FATMA PEKŞEN
30 EKİM - KASIM - ARALIK 2015
adın, sabah mahmurluğuyla geceliğinin içinde
gerindi, çene kemiklerini kütürdeterek esnedi. Mutfağa girip, çaydanlığa su doldurup ocağa
oturtmadan önce, geniş mutfaktaki
tezgâhın bir köşesinde duran televizyonun düğmesine dokundu. Hayret!
Ne görüntü vardı, ne de ses. Elektrik
düğmesini çevirmeyi akıl edince içi
sıkıntıyla doldu: Elektrikler kesilmişti.
Perdeyi biraz araladı. Mutfak masasına, yağmurlu göğün bir kısmı konuk
oldu. Sıkıntıyla ıslak sokağa baktı,
elektriksiz, televizyonsuz koskoca gün
nasıl geçecekti?
ocakta ısıtıp uzun süredir unuttuğu
“bulaşık yıkama” işlemini gerçekleştirdi. Durulanmış kap kacağı bulaşık
selesine yerleştirecekken, aklına bitişik komşuyla birbirlerine gönderdikleri mesaj geldi. Musluğun bulunduğu
su borusuna bir kere kaşıkla vuruldu
muydu “kahve içelim”, akşamüstleri
dört kez vuruldu muydu “misafirim
var, sen de gel” anlamına geliyordu.
Epeydir mesaj göndermiyorlardı
birbirlerine. Kadın bir iki saniyelik
tereddüdün ardından, eline geçirdiği
bir kaşıkla iki kez musluğa vurdu. Az
sonra karşıdan da iki kez vuruldu;
mesaj gelmişti: Hazırım...
Kahvaltıdan sonra alışkın olduğu üzere bulaşıkları makineye koyacakken,
aklına kesik elektrikler geldi. Suyu
Öğlen yemeğini hazırlarken, üst
kattaki özürlü çocuğun haykırışlarını,
annenin çaresiz cevaplarını duydu.
K