BEYAZ BİR EL
YAPRAK
EN İYİ ARKADAŞ YARIŞMASI
ATATÜRK’ Ü SEYREDERKEN
İpek ERGENECİ
BEYAZ BİR EL
Aniden çıkan bir fırtına beni havaya uçurdu. Havadaki hayatım böyle başladı. Fırtına o kadar hızlıydı ki bayılmıştım. Bir anda kendimi anlamadığım bir yerde buldum. Her yer beyaz ve yumuşacıktı. Bir anda hareket etmeye başladım. Daha ne olduğunu anlamadan başka bir yere zıpladım. Sonra bulutların üstünde olduğumu anladım. Beyaz bir el geldi, beni aldı, bir ağacın altına bıraktı ve“ Evin arka sokakta.” dedi. Hemen arka sokağa koştum, baktım evim oradaydı, o beyaz elin olduğu yere koşup ona teşekkür ettim. Sonra bir anda kendimi evimin odasında buldum. Kafam karıştı. En sonunda bütün bunların bir rüya olduğunu anladım ve yine uyudum.
Kaan ORAL
YAPRAK
Aniden çıkan bir fırtına beni havalara uçurdu. Havada süzülerek gidiyordum. Ben bir yaprağım ve şu an olmam gereken yerden ayrıyım. Belki yarın güneş açtığında kuruyup gideceğim. Bugün rüzgârda süzülerek bir gezinti yapacağım. Yol nereye giderse ben oraya gibi bir şey. Merak ettiğim de insanların hayatı nasıl bir şey? Bunu öğrenmek istiyorum. Biz onlara neden oksijen veriyoruz, gibi sorular var aklımda. Bunların hepsinin cevabını bu fırtına bitene kadar bulabilirdim. Hemen bir plan yaptım ve zamanımı ayarladım. Ertesi gün güneş açınca ben artık kurumuştum ve artık hiçbir şey yapamıyordum.
Duru TAŞAN
EN İYİ ARKADAŞ YARIŞMASI
Aniden çıkan bir fırtına beni havaya uçurdu. Bu, bir kavga fırtınasıydı ve kavga edenler çok acımasızca vurup döküyor, her şeyi berbat ediyorlardı. Bu nedenle herkes evlerine saklanmış, kavganın bitmesini bekliyordu. Ama ben bu sorunu çözmeye çalışıyordum ve çözdüm de. İlk önce sorunu buldum, daha sonra neden ve niçin böyle bir sorunun gerçekleştiğini anladım: Kavga eden kişiler en iyi arkadaşlardı. Sonra bu kavgayı bitirmek için bir çözüm yolu aradım. Bir kişinin onların grubu adına kötü şeyler söylediğini duyunca çok utandılar ve bu arkadaşlığı bitirip yeni bir arkadaşlığın yolu aradılar. Sonra“ en iyi arkadaş yarışması” na girdiler, ondan sonra ikisi de en iyi arkadaşlarını kaybettiler ve bu yüzden hiç kimse onlarla arkadaş olmak istemedi.
Nehir ÖZENER
ATATÜRK’ Ü SEYREDERKEN
Aniden çıkan bir fırtına beni havaya uçurdu. Bir anda kendimi bir hayalin içinde buldum. Atatürk yanımdaydı ve her zaman ki gibi, akıllarda kalan zarafetiyle yanımda oturuyordu. Ama maalesef o beni göremiyordu. Ben de“ Acaba Atatürk normal hayatında neler yapıyor?” merakıyla onu seyre daldım. Yanında, kalınca bir kitap vardı ancak kendisi kitap okumak yerine şehri izliyordu. Telaşla koşan insanları, kahvede tavla oynayan amcaları, sokakta koşmaca oynayan, gözleri neşe dolu çocukları ve daha bir çok şeyi... Yanında duran beni bir duysa bir görse ona neler sorardım. Ama maalesef bu bir rüyaydı.
111