SEVECEN 23 Part2 | Page 49

İBG-İZMIR ARAŞTIRMA LABORATUVARI VE AZİZ SANCAR ONUR GÜNÜ KONUŞMASI

Bartu KIRAY
14 Mayıs 2016 günü Nobel kimya ödüllü Türk bilim insanı Prof. Dr. Aziz SANCAR’ ın İzmir Uluslararası Biyotıp ve Genom Enstütüsü’ ne geleceğini duyduğumda kendi kendime:” Bunu kaçıramam” dedim. Bunu etrafımdakilere duyurduğumda, herkes bana gitmem için yardımcı oldu. Buradan, bana davetiyesini gönderen Can Göksoy’ a, Ebru Sezer’ e ve benimle ilgilendiği için Ayşe Koçak’ a teşekkür ediyorum.
Cumartesi günü, DEÜ’ de Ayşe Koçak’ la buluştuğumda konuşmaya henüz birkaç saat vardı ve bu süre zarfında, genetiğe ne kadar ilgi duyduğumu bilen Ayşe Hanım, bana enstütünün araştırma labarotuvarını gezdirdi. Daha önce makalelerde duyduğum eksi seksen dolaplar, kök hücreler, bakteri numuneleri, kabinler ve merak ettiğim PCR cihazları gibi ekipmanları görmek beni çok etkiledi. Aziz SANCAR’ ın konuşması harikaydı ve tümüyle dinlenmesi gerekirdi. Fakat beni çok etkileyen noktaları size bire bir aktardıktan sonra kendisine Nobel’ i kazandıran çalışmayı dilim döndüğünce anlatacağım. Beni etkileyen cümleler şunlar:
“ Sabit fikirli olmayın. Yola çıkarken bunu yapacağım demeyin. Çok çalışın ve yaptığınız her şeyi en iyi şekilde yapın. Hayat zaten sizi gelmeniz gereken noktaya getirir.”
“ Bana soruyorlar:’ Gökhan Bey ne zaman Nobel alacak?’ diye. Harvard’ da genetikçi olan Gökhan Bey, Afrika’ daki bir nehirden bulaşan bir parazit sonucu oluşan‘ nehir körlüğü’ hastalığının tedavisini bulmuş ve yüzbinlerce insanı kurtarmıştır. Nobel almasa da o çok iyi bir insan ve başarılı bir bilim adamı. Siz iyi insan olduktan sonra Nobel, yalnızca bir prestijdir.”
“ Mesela benim alanım olan biyolojide her sene bir konuya, bir tane Nobel verilir. Bu bir asırda yüz konu eder. Oysa ki söz konusu bioloji olduğunda her sene beşyüz ödül bile verilebilir.
“ Bu sene, doksanaltı yaşında birine Nobel verdiler. Bu adam seksen yaşında vefat etseydi, Nobel’ e layık olmasına rağmen Nobel alamazdı.” Bunları dinledikten sonra düşündüm ve bu cümlelerin, simyanın temeli olduğunun farkına vardım. Paulo COELHO’ nun“ Simyacı” adlı eserini okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. 


 Aziz SANCAR’ a Nobel kazandıran çalışma: kriptokrom adını verdiği bir mekanizmadır. Aziz SANCAR, uzun bir süre bakterilerdeki fotoliyaz enzimi üzerine çalışmıştır. Bakterilerde DNA onarımından sorumlu olan fotoliyaz enzimi 450- 495nm arasındaki dalga boyuyla ve UV ışınlarla uyarılan bir enzim olup normalden farklı olarak DNA’ yı, bir kanserli doku gibi tedavi eder. Hasarlı nükleotitleri düzeltmek yerine etrafındaki sağlıklı birkaç nükleotitle beraber çıkartır ve orayı yamar. Oradaki gen, bir sonraki replikasyona kadar işleyişini kaybeder ancak fotoliyaz, replikasyon sırasında bir anten gibi davranır ve doğru nükleotitlerin doğru yere girmesini sağlar.
Aziz SANCAR, bu araştırmasını bitirdikten sonra memelilerde yaşamsal faaliyetleri yirmibeşer saatlik periyotlarla düzenleyen sirkadiyen saati araştırmış, bu ikisi arasındaki benzerliği görmüş ve fotoliyaz’ ın memelilerdeki karşılığı diyebileceğim bir protein olan kriptokromu bulmuştur. Kanser tedavisine bile katkı sağlayabilecek olan bu buluş hakkında daha çok konuşmak isterdim ama bilgi birikimim buna el vermez. 145 143